Saadet Yolu

Ramazan Ayında Melek Olmak

Düşünce | Araştırma

Ramazan ayı insanların Allah‘ın misafiri olduğu ziyafet ayıdır. Ruhumuz ilahi kelimelerden bir kelime, Kuran da ilahi kelamlardan bir kelamdır. Gücünüzün yettiği kadar bu kitabın misafiri olun, bu kitaptan yararlanın, okuyun ve yücelin, kendinizi ucuza satmayın. Ramazan ayında insan böyle bir kitabın misafiri olmalıdır.

Resulullah o nurani beyanlarında şöyle buyuruyor: “Bu ayda istiğfar ederek kendinizi özgür kılın.” Özgürlük en büyük nimetlerdendir. Heva hevesin esaretinden özgür olmak, batıni ve zahiri şeytandan kurtulmak en büyük fazilettir.

Yine buyuruyor: “Allah'ın misafiri olduğunuz bu ayda, günahlarınızın elinde rehin olan nefislerinizi/canlarınızı istiğfar ile kurtarın”. (1) Canlarınız özgür oldu mu melakut aleminin kuşu gibi uçma yeteneğine sahip olacak ve bu ilahi ayetlerin yanında yücelecektir.

Özgür olmayan bir insan, Allah'ın misafiri olmayan bir kimse, bu ziyafetten tatmayan birisinin ne kandisine, ne de topluma bir faydası vardır. Bu insan ne baliğdir (yetişkin), ne de mubelliğ (tebliğci). Eğer insan Allah'ın misafiri, “züyufurrahman” olur kendisini özgür kılarak ilahi feyzden nasibini alırsa o zaman tebliğ etme nisabına ulaşır. Öyleyse insan balığ olmadan mubelliğ olamaz.

Biz bu ayda Allah'ın misafirliğine davet edildik; Allah'ın ziyafet sofrasında esma-u hüsna var. Bize buyurmuşlar ki: “Allah'ın ahlakıyla ahlaklanın”.(2) Cuma akşamları Cevşen-i Kebir duasının okunmasının tavsiye edilmesinin sebebi esma-u hüsna ile ziynetlenmiş bu duadaki isimler ile bereketlenip bu sıfatlara sahip olalım. Allah'ın bu esma-ul hüsnasının mazharı olalım. Herkes bulunduğu dalda ve alanda.

Allah'ın misafirlik ayı olan Ramazan ayının en tatlı, en lezzetli ve hazır yemeği Kuran-ı Kerim'in maarifidir. Kur'an bizlere keramet dersi vermektedir. Kur'an kendisini “Kerim” olarak tanıtıyor: “Kuşkusuz bu kitap kerim bir Kuran'dır.”(3) Bu kitap kerimdir, ilim kitabı değildir, hikmet kitabı değildir, fıkıh kitabı değildir. Kerimdir, nuraniyet veren, yayan kitaptır.

Bu kitapta bir yanlışlık yoktur. Bu kitapta hata ve unutkanlık sözkonusu değildir. Bu kitapta aldatma yoktur. Göklerin ve yerlerin gerçeklerini gizleme yoktur; hiçbir varlığın hakkı gözardı edilmemiştir. Bu kitap kerim kitaptır, Ramazan ayı Kur'an ayı diye biliniyorsa o zaman insan keramet dersi alır. Bu kitabın maarifini öğreten öğretmenler de Kerim kimselerdir, kerim varlıklardır, kerim muallimlerdir. Allah-u Teala hepimize iyice anlayalım diye buyuruyor; eğitim sistemindeki kadronun hepsi kerim kadrodur. Önce kendisini Kerim olarak adlandırıyor: “oku seni yaratan Kerim Rabbinin adıyla..”(4) Allah'ın binbir ismi vardır Cevşen kebir duasında okuduğunuz gibi ama Kuran'ın öğretmeni sözkonusu olunca diğer isimlerinin hiçbiriyle tecelli etmiyor, “Kerim” ve “Ekrem” ismiyle tecelli ediyor. Allah insanları Kerim kilmek istiyor sadece Rahim sıfatıyla rahmetini/merhemetini göstermek istemiyor.

Merhamet ve şefkat göstermek yardım kuruluşlarının işidir; mazluma, düşküne, yıkılmışa yardım ve merhameti yardım kuruluşları yapar. Ama burda insanın Kerim kılınmasını isteniyor.

Bazıları hangi elbise içinde olurlarsa olsunlar, hangi sınıftan olurlarsa olsun heva heves ve rüşvet gibi fasadın içinde boğulmaktadır çünkü Kerim sıfatına sahip değiller. Bazıları ise kerimane yaşamaktadırlar bellidir ki bunlar iyi ders okumuşlar, Kuran'ın hizmetine girmişler, günahın pis kokularından rahatsız olup günahtan kaçmışlar. İnsan bu dereceye ulaşamazsa iyi insan olabilir, cennete de girebilir ama Kerim olamamıştır, Kuran'ın öğrencisi olamamıştır, melek sıfatlı olamamıştır. Baskı ve kontrolün sayesinde hırsızlık yapmamak, rüşvet almamak hüner değil ki bu bazı İslami olmayan ülkelerde de vardır; ne Allah'a inanıyorlar, ne kıyamet gününe, ne de cennete. Haysiyetinin gideceğinden korkan, yaptığının ortaya çıkıp rezil olacağından korkan kimsenin bu günahları terk etmesi hüner değil ki, inanmayanlar da aynı gerekçelerden dolayı yapmıyorlar. Bizden istenen bu değildir.

Bizden istenen şudur, filan Kerim öğretmen ders veriyor denildiği zaman, yani keramet dersi veriyor, yani Kerim insan yetiştiriyor, sadece öğretmen/ustad değil.

Kuran'ın buyurduğu “...onlar hayvanlardan daha aşağıdır”(5) tabiri hakkımızda söylenmiş olmamalıdır. Üniversite ve ilim havzalarının böyle olmasını istemiyoruz. Bu keramet değildir; biz melekut aleminin uçan melekleri olmasını istiyoruz, ister üzerimizde bir zor ve baskı olsun ister olmasın, ister başkaları bilsin ister bilmesin, ister başkalarının haberi olsun ister olmasın.

Biz rüşvet gibi günahların pis kokusunu alacak dereceye ulaşamazsak henüz yolun yarısındayız. Bizi hırsızlık yapmamamız, rüşvet almamamız için yaratmadı. Çünkü kafirler de aynısını yapmayabilirler. Bizden başka birşey istenmektedir, bizden adam olmamız istenmiş, melekuti sıfatlara sahip olup melek olmamız istenmiş, bunun için Ramazan ayını bizim için karar kılmıştır.

Resul-u Ekrem (s.a.a) buyuruyor: “Günahın kötü kokusu sizi rezil etmektedir, istiğfar ile kendinizi muattar eyleyin, günahın pis kokusu sizi rezil etmesin.”(6) Bir insan çöp kovasının yanından geçerken burnunu tutmazsa demek ki burnu kapanmış pis kokuyu alamıyor, o insan hastadır. Günah da böyledir; günahın pis kokusunu alamayan hastadır, gaflettedir, tezkiye edilmesi gerekir, insanı tezkiye eden Rabbul alemindir bundan dolayı buyuruyor: “Oku! Rabbin en üstün kerem sahibidir, öyle Rab ki kalem ile öğretti”

Allah en üstün kerem sahibidir yani keramet dersi veriyor, melek terbiye etmek istiyor.



--------------------------------------------------------

1-Bihar-ul Envar, c. 56, s.220

2- Bihar-ul Envar, c. 58, s.129

3- Vakia 77

4- Alak 3-4

5- Araf 179

6- Bihar-ul Envar, c.7, s.287

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.