Saadet Yolu

Hz. Mehdi’nin Diğer Kurtarıcılardan Farkı

✓ Kelam & Akaid Soruları

Zamanın İmamı Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) diğer ilahî ve ilahî olmayan dinlerin kurtarıcıları ile ne gibi benzerliği ve farklı yönleri bulunmaktadır?

Hz. Mehdi’nin Diğer Kurtarıcılardan Farkı

Soru

Zamanın İmamı Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) diğer ilahî ve ilahî olmayan dinlerin kurtarıcıları ile ne gibi benzerliği ve farklı yönleri bulunmaktadır?

Kısa Cevap

Meşhur din ve mektepler, özellikle ilahî dinler ortak olarak; yüce bir şahsiyete sahip olan, bütün cihanı kapsayan hükümeti sayesinde adalet, emniyet ve barışın tüm dünyayı kapsayacağı ve zalimlerden, müstekbirlerden bir eserin kalmayacağı birisinin zuhurunun müjdesini vermişlerdir. O, zulüm gören kimseleri zalimlerin elinden kurtaracaktır ve o, adalet hâkim kılacak ve dünyadaki herkes kâmil bir razılık içerisinde birbirleriyle birliktelik ve kardeşlik çerçevesinde yaşayacaklardır.

Bütün bunlara rağmen, bu konudaki farklılıklar oldukça fazladır. Kurtarıcı, bazı dinlerde o dinin peygamberidir ve diğer bazı dinlerde ise belirsiz ve çelişkilidir. Şahsiyeti, özellikleri, hayatta olması, zuhur zamanı, nasıl tecelli edeceği, onun beklenmesi, isim ve lakapları ve bunlara benzer daha birçok konu hakkında ihtilaflar vardır.

Ayrıntılı Cevap

İnsanlık hayatının son döneminin vaat edilen kurtarıcısını tanıtmak, eskilerden beri çeşitli din ve mekteplerin ehemmiyet ve önem verdiği bir konudur. Ancak, dinlerin sayısı bir taraftan ve soruya söz konusu olan konunun dairesinin geniş oluşu diğer bir taraftan, bu konuyla ilgili olan her açının incelenmesini imkânsız kılmaktadır. Sayısızca tahrifat ve ilahî dinlerin (İslâm dışında) kitaplarının ilk nüshalarına ulaşmanın imkânsız oluşu da bu dinlerin görüşleri hakkında kesin ve yakinî olarak açıklama yapamamamıza neden olmaktadır.

Burada kısaca, dinlerin mevcut kitap ve kaynaklarına dayanarak; İslâm dini, Yahudilik, Hıristiyanlık, Zerdüştlük ve Budizm’in, kurtarıcı hakkındaki görüşleri açıklanmaya çalışılmıştır.

Bütün konuyu şu başlıklar altında toplayabiliriz:

A) Dinlerin ortak görüşleri:

1- Zuhurun müjdesi.

2- Kurtarıcının üstün ve seçkin şahsiyeti.

3- Global hükümet.

4- Barış ve adaletin sağlanması ve zulmün ortadan kaldırılması.

5- Salihlerin ve mazlumların yeryüzünün varisleri olması.

B) Dinlerin farklı görüşleri:

1- Vaat edilen kurtarıcının kimliği ve lakapları.

2- Vaat edilen kurtarıcının manevî konumu ve derecesi.

A) Dinlerin Ortak Görüşleri:

1- Zuhurun Müjdesi

İslâm: Bu konu, İslâm dininin kesin inançlarından biridir ve Kur’ân-ı Kerim’de ve İslâmî rivayetlerde ayrıntılı olarak bu konudan bahsedilmiştir.[1] Yüce Allah âyetinde zuhur vaadini vermiştir:

“Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını, …vaat etti.”[2]

İmam Muhammed Tâki’den (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:

“Bizim kaimimiz vaat edilen Mehdi’dir (a.f) … Muhammed’i (s.a.a) peygamber olarak gönderen ve bizleri de imamet makamına has kılan Allah’a andolsun ki eğer dünyanın ömrünün bitmesine bir gün kalsa bile, Yüce Allah o günü, Hz. Mehdi (a.f) zuhur edip zulümle dolu yeryüzünü adaletle dolduruncaya kadar uzatacaktır.”[3]

Yine Kur’ân’da şu âyet de Hz. Mehdi’nin kıyamı için açık bir müjde sayılır:

“O Allah ki Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderdi, dinini bütün dinlere galip kılsın diye, müşrikler bunu istemeseler bile.” [4]

Böyle bir vaat şimdiye kadar gerçekleşmediğine göre bu vaadin gerçekleşeceği gün kesindir. Yani İslâm’ın bütün dinlere her yönüyle galip olduğu gün mutlaka gerçekleşecektir ve bu bir ilahî vaat ve müjdedir.

Yahudilik: Yahudilikte de defalarca Maşiyeh’in (Mashiah) zuhur edeceği müjdelenmiştir.[5] O günde, büyük Mikailî server ayağa kalkacak ve… Yeryüzünde uyuyanların (ölülerin) çoğu uyanacaktır. Bunlardan bazıları ebedî hayat için ve bazıları da sayılmak ve ebedî aşağılığa duçar olmak için yeniden dirileceklerdir.[6]

Hıristiyanlık: Hıristiyanlık (Katolik, Ortodoks ve Protestan) dininin takipçileri de vaat edilen kurtarıcıyı beklemekteler. “İnsanoğlu kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak…”[7]

“Ben de Baba’dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu’nu verecek. Dünya O’nu kabul edemez…”[8]

Zerdüştlük: Bu dinin takipçileri, her biri bin yıl arayla birbiri arkasından zuhur edecek üç kurtarıcının bekleyişindedirler. Bu kurtarıcıların hepsi Zerdüşt’ün soyundan olacaktır ve onların üçüncüsü (İstut Erte) son vaat edilen kurtarıcıdır.

“Mazda’nın yarattığı güçlü Ferkiyanî’yi övüyoruz; … cihanı yeniden yarattığı zaman… ölülerin yeniden dirilip ölümsüz hayata yöneldikleri zaman…”[9]

2- Kurtarıcının Üstün ve Seçkin Şahsiyeti

Bütün dinlerde vaat edilen kurtarıcının şahsiyeti oldukça seçkin bir konumda yer almaktadır. Ancak İslâm dini bütün bu dinlerin başında yer alarak, Hz. Mehdi’yi (a.f) daha üstün özelliklerle nitelemektedir.

İslâm dini açısından (özellikle Ehl-i Beyt mektebi), insanlık hayatının son döneminin vaat edilen kurtarıcısı, bir insanın sahip olabileceği olumlu özelliklerin hepsine sahip ve Yüce Allah’ın özel olarak seçtiği bir kimsedir. İsmet (günahsız olmak), ilahî feyzin vasıtası, Allah-u Teâlâ’nın nimet ve bereketlerinin nazil olduğu kapı, varlık âleminin mihveri ve huzur kaynağı gibi özellikler, İslâm dininin Hz. Mehdi’ye (a.f) atfettiği seçkin niteliklerdendir. Ancak dinler bu kurtarıcının bazı özellikleri hakkında ortak görüşlere sahiptirler. Bunlardan bazılarını burada onların kitaplarından naklederek zikrettik.

3- Global Hükümet

Büyük dinlerin çoğu kurtarıcının hükümetini, bütün dünyayı kapsayan yani bütün millet, din ve kültürlerin tam bir hoşnutluk ve razılık içerisinde bir bayrak altında toplanacakları, bir hükümet olarak bilmektedirler.

İslâm:

“Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O’dur.”[10]

Bu âyetten, İslâm dininin nurunun Hz. Mehdi’nin (a.f) zuhur etmesiyle dünyanın her yerine yayılacağı, bütün insanların ya teslim olup boyun eğecekleri ya da adaletin keskin bıçağı altında helak olacakları ve İslâm bayrağının her yerde dalgalanacağı ve izzetli olacağı anlaşılmaktadır.

Yahudilik: Hz. Davud’un (a.s) Zebur’unda şöyle geçmektedir: “Ya Allah, ahkâm ve şeriatını, mülk ve ahkâmını bir melekzadeye bahşet ki; denizlerden denizlere, nehirlerden nehirlere, yeryüzünün en uzak noktasına kadar saltanat etsin…”[11]

Hıristiyanlık: “Bütün kabileler onun yanında toplanacaklardır.”[12]

4- Adalet ve Evrensel Barış:

Adalet ve evrensel barışın sağlanması ve zulmün ortadan kaldırılması; çoğunlukla kurtarıcının bahsedildiği yerlerde, üzerlerinde vurgulanan konulardandır.

İslâm: Müminlere verilen en mübarek müjde, Hz. Mehdi’nin (a.f) bütün dünyaya hükmedeceği, zulme galebe geleceği, korku ve vahşetten uzak, emniyet ve razılığın zirvesinde olan ideal bir yaşamı sağlayacağıdır.

“Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dinî (İslâm’ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vaat etti.”[13]

Yahudilik: “Ve o, senin kavmini adaletle yönetecektir, senin miskinlerini yüce ve zalimleri aşağı kılacaktır. Onun zamanında salihler çoğalacaktır… Bütün yeryüzü ümmetleri onu mutlu olarak çağıracaklardır.” [14]

“…Kimdir o ki adalet onu ayaklarına çağıracak… Ve onu padişahlara musallat edecektir…”[15]

Hinduizm: “Zaman, ahiru’z-zamanda adaletli bir padişaha ulaşacaktır ki; …”[16]

5- Salihler ve Mazlumlar, Yeryüzünün Varisleri:

Bu konu da çoğu dinlerde söz konusu edilmiştir ve herkesin ümidi, görünürde güçlü ve kudretli zulüm cephesinin parçalanacağı ve mazlum ve mustazafların (zayıfların) kudrete ulaşacağı günedir.

İslâm:

“Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk.”[17]

“Andolsun ki, Zikir’den (Tevrat) sonra Zebur’da da: Yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır diye yazmıştık.”[18]

Yahudilik: Zebur’da şöyle geçmektedir: “…Ancak Allah’a tevekkül edenler yeryüzünün varisleri olacaklardır… Ancak mütevazı olanlar yeryüzünün varisleri olacaklardır ve selamette olmaktan lezzet alacaklardır… Sadıklar yeryüzünün varisleri olacak ve onda ebedî olarak yaşayacaklardır.”[19]

Zerdüştlük: “…ki galip Suşiyant’a ve onun diğer dostlarına ait olacaktır… Suçlular ve aldatıcılar ortadan kaldırılacaktır.”[20] Suşiyant, Zerdüşt ayininin kurtarıcısıdır.

B) Dinlerin Bu Konudaki Farklı Görüşleri:

Cevapların hacminin uzamaması için, mektep ve dinler arasındaki en önemli ve asıl farklılıklardan ikisine kısaca değineceğiz.

1- Vaat Edilen Kurtarıcının Kimliği ve Lakapları

Her doğru inanç gibi mehdilik konusunda da çeşitli farklılıklar söz konusu olmuştur. Bu, o inancın sağlam olmadığının delili değil aksine bu inancın temelinin insanın fıtratına uygun ve Peygamberler tarafında sürekli insanlara açıklanmış olduğunu gösterir. Ancak gerçekler çeşitli faktörler yüzünden tahrife uğradığına göre bu inanç da zamanla tahrife uğramıştır. Nitekim insanlık, tarihin bütün dönemleri boyunca sığınmak ve tapmak için bir ilah ve sığınak arayışında olmuşlardır, ancak çoğunlukla yanlış yollara ve sapıklıklara doğru sürüklenmiş ve Allah’a şirk koşmuşlardır.

Vaat edilen kurtarıcı konusu da insanların ideal ve amaçları için böyle önem ve konuma sahiptir. İnsanlık, her zaman için hakkın zafere ulaşacağı günün bekleyişinde olmuş ancak yine vaat edilen kurtarıcıyı tanımada yanlışa düşmüş ve zihinlerinin algılayabileceği kapasitede bir takım kişileri kurtarıcı olarak farz etmişlerdir.

Bu arada Hz. Mehdi (a.f) hakkındaki en sağlam ve en net açıklama İslâm dininde ve Ehl-i Beyt mezhebinde yer alır. Bu mezhebe göre Hz. Mehdi’nin tam kişiliği açıktır O, Ehlibeyt İmamlarının (on iki imam) sonuncusu ve halen hayatta ancak gözlerden saklıdır. İslâm dininde bu hazret için birçok isim ve lakap zikredilmiştir. En önemli lakabı Mehdi’dir.[21]

Yahudilik ayininde daha çok “Maşiyeh” ismi meşhurdur. Hıristiyanlar da Hz. İsa’nın (a.s) zuhurunun bekleyişindedirler ve Mukaddes Kitap’ta onun hakkında çoğunlukla “Şilu”, “Doğruluk Ruhu”, “Allah’ın Oğlu” ve “İnsanoğlu” lakapları zikredilmiştir.[22]

Zerdüştler sonuncu suşiyantlarını (kurtarıcılarını) “İstut Erte” olarak adlandırmaktadırlar. Hinduizm’de ise “Kaliki” vaat edilen kurtarıcıdır.

2- Beklenilen Kurtarıcının Dinlerdeki Konumu ve Dinlerin Ona Olan Teveccühleri

Maalesef, kurtarıcının zuhur etmesi oldukça önemli ve hayatî bir konu olmasına rağmen, İslâm dini dışındaki diğer dinlerde bu konuya yeterince önem verilmemekte ve bahis konusu olmamaktadır. Ancak İslâm dini, hem Hz. Mehdi’nin (a.f) yüksek bir konum ve azamete sahip olduğuna inanmakta ve hem de onun bekleyicileri için önemli ve ağır sorumluluklar karar kılmıştır. İslâm dini açısından, Hz. Mehdi (a.f) masum (her türlü hata ve günahtan beri ve arınmış) bir imamdır.[23] Kur’ân’ın her âyetinin gerçek manasına ve tefsirine vakıftır. İlahî vehbî ilimle donanmıştır. Zamanın imamıdır. İlahi feyzin vasıtasıdır.[24] Yüce Allah’ın nimet ve bereketlerinin nazil olduğu kapıdır, varlık âleminin kutbu ve huzur kaynağıdır. Öyle ki eğer bir an bile yeryüzünde bulunmasa, yeryüzü üzerinde bulunan her şeyi yutar ve dağılıp gider Çünkü yeryüzü hüccetsiz varlığını devam ettiremez. Her dönemde mutlaka bir ilahî hüccet vardır Nitekim Kur’ân şöyle buyurur:

“Sen ancak bir uyarıcısın ve her kavmin bir hidayet edeni vardır.”

İmam Mehdi (a.f) Peygamber değildir ancak Peygamber’in vasisidir ve on iki imamın on ikincisidir. Liyakat sahibi insanlara nerede olurlarsa olsunlar onun vasıtasıyla manevî feyiz yetişir. [25]

[1] Allâme Meclisî, Kur’ân’ın 33 âyetinin Hz. Mehdi (a.f) hakkında olduğunu bilmiş ve onları rivayî olarak (rivayetlerle) tefsir etmiştir. Sadece “یملا الارض عدلا و قسطا ”
tabirini içeren üç yüzden fazla rivayet zikretmiştir.

[2] Nur, 55.

[3] Meclisî, Biharu’l-Envar, c. 51, s. 156.

[4] Saf,9

[5] “Gencine-yi ez Telmud” kitabında “Maşiyeh” in şahsiyeti hakkında birçok âyet vardır. (Feridun Gorganî, Abraham-ı Kohen, s. 352-354; İntizar-ı Mev’ud, 15. sayı, 6. fasıl, h.ş. 1384 yılı yıllığından naklen.)

[6] Mukaddes Kitap, Danyal Nebi (a.s) Kitabı, tercüme: Fazılhan, Hemedanî, s. 1567, 1-3. bentler, Huda Murat Süleyman, Dersname-yi Mehdeviyyet, 1385, s. 24 (kitabından naklen)

[7] A.g.e, Matta İncili, 25. bâb, 31-33.bâb; Mukaddes Kitap, Daru’s-Sulte-yi Londra, 1914.

[8] Yuhanna İncili, 14: 17.

[9] Yişnalar, 2: 349, aynı kaynaktan naklen, 4. dipnot, s. 160.

[10] Saf, 9, Tevbe, 33.

[11] Ferzî Horasanî, Muhammed Ali, Umid-i Sebz, s. 72 (kitabından naklen)

[12] Matta İncili, 25. bâb, s. 60, 31-33. Bentler.

[13] Nur, 55.

[14] Davud’un (a.s) Zebur’u, 2,72-18; 96, 10-13. mezamirleri.

[15] Mukaddes Kitap, Ahd-i Atik, Yeşeya Nebî (a.s) Kitabı, s. 1031 ve 1057. Aynı kaynaktan naklen, 4. dipnot, s. 140.

[16] Ferzî Horasanî, Muhammed Ali, Umid-i Sebz, s. 72 (kitabından alıntı)

[17] Kasas, 5.

[18] Enbiya, 105.

[19] Mukaddes Kitap, Davut (a.s) Mezamirleri, 37. mezmur, 9-37. Bentler.

[20] Yişnalar, s. 160.

[21] Tabersî, Nûri, Mirza Hüseyin, en-Necmû’s-Sakıp, s. 55-132.

[22] Yuhanna İncili, 41. bâb, ayet: 26; 7, 16-13; 7, 2; 19, 8.

[23] Masum olmak: Selim b. Gays şöyle demektedir: Selman’ın şöyle dediğini duydum: Peygamber’e (s.a.a), “Ey Resulullah! Her peygamberin bir vasisi vardır; sizin vasiniz kimdir?” Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Ey Selman! Ali b. Ebu Talib’in benim vasim olduğuna dair şahadet ederim… Ve vasilerim oğlum Hasan, Hüseyin ve diğerleri Hüseyin’in oğullarıdır. Onlar Kur’ân iledirler ve Kur’ân da onlarladır ve bu iki parmak gibi birbirlerinden ayrılmazlar… Onlara itaat eden herkes Allah’a itaat etmiştir ve onlara itaat etmeyen kimse Allah’a itaat etmemiştir. Onların hepsi hidayet edicidirler. Şu âyet; benim, kardeşim, kızım Fatıma, oğlum ve benim ve kardeşimin oğulları olan vasilerin hakkında inmiştir: “Ancak ve ancak Allah, ey Ehl-i Beyt, sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz bir hale getirmek diler.” Onlar her türlü pislik ve kirden uzaktırlar ve onlar masumdurlar.” Daha sonra Peygamber (s.a.a) elini Hüseyin’in (a.s) omzuna koyarak şöyle buyurdu: “Ümmetimin Mehdi’si, bunun evlatlarındandır. İmam oğlu İmam ve âlim oğlu âlim ve vasi oğlu vasidir…” (Selim b. Gays’ın Kitabı, s. 429.)

[24] Mefatihu’l-Cinan, Camie Ziyareti, s. 548.

[25] Kuleynî, el-Kâfi, c. 1, s. 179.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.