Hacı Musa Aydın
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ ﴿۱﴾ وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ ﴿۲﴾ لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ ﴿۳﴾
تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِمْ مِنْ كُلِّ أَمْرٍ ﴿۴﴾ سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ ﴿۵﴾
“Hiç şüphesiz biz o (Kuran'ı) Kadir gecesinde indirdik. * Sen ne bilirsin Kadir Gecesi nasıl bir gecedir?! * Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. O gecede melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle her işle (insanların mukadderatı, hayır ve bereketlerle) inerler. * O gece şafak doğuncaya kadar, selamdır (selametle birliktedir.)” (Kadir Suresi)
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
حٰمٓ ﴿١﴾ وَالْكِتَابِ الْمُبينِ ﴿٢﴾ اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ في لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ اِنَّا كُنَّا مُنْذِرينَ ﴿٣﴾ فيهَا يُفْرَقُ كُـلُّ اَمْرٍ حَـكيمٍ ﴿٤﴾
“Ha, Mîm. Açıklayıcı kitaba andolsun ki, Biz onu kutlu bir gecede indirdik. (Çünkü) biz uyarıcıyız. * Her sağlam iş, o gecede kararlaştırılır.” (Duhân/1-4)
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓي اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ …
“(O sayılı günler) ramazan ayıdır) ki, onda Kur'an, insanlara yol gösterici, hidayetin ve hakkı batıldan ayırmanın açık delilleri olarak indirilmiştir…” (Bakara/185)
Gecelerin Efendisi…
1- Hz. Resulullah (s.a.a):
شَهرُ رَمَضانَ سَيِّدُ الشُّهورِ و لَيلَةُ القَدرِ سَيِّدَةُ اللَّيالى.
“Ramazan ayı ayların efendisidir, Kadir gecesi ise gecelerin efendisi.”[1]
Ramazan Ayının Kalbi…
2- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
غُرّةُ الشُّهور شهرُ رمضان وقَلبُ شَهرِ رَمَضانَ لَيلَةُ القَدرِ.
“Ayların en değerlisi Ramazan ayıdır, Ramazan ayının kalbi ise Kadir gecesi.”[2]
Gerçek Yılbaşı...
3- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
رَأسُ السَّنَةِ لَيلَةُ القَدرِ، يُكتَبُ فيها ما يَكونُ مِنَ السَّنَةِ إلَى السَّنَةِ.
“Yılın başı Kadir gecesidir. Bu seneden gelecek seneye kadar olacak her şey o gecede yazılır (takdir edilir).”[3]
Bir Yıl Azabı Uzaklaştır…
4- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَنْ اَحْیا لَیْلَةَ الْقَدْرِ حُوِّلَ عَنْهُ الْعَذابُ اِلَى السَّنَةِ الْقابِلَةِ.
“Kim Kadir gecesini sabaha kadar uyumadan (ibadet ve itaatle) geçirirse, gelecek seneye kadar azap ondan uzaklaştırılır!”[4]
İhya Et, Temizlen…
5- Hz. İmam Musa Kâzım (a.s):
مَنِ اغتَسَلَ لَيلَةَ القَدرِ وأحياها إلى طُلوعِ الفَجرِ خَرَجَ مِن ذُنوبِهِ.
“Kim Kadir gecesinde gusül alır ve şafak doğuncaya kadar geceyi uyumadan (ibadet ve itaatle) geçirirse, günahlarından kurtulmuş olur.”[5]
İman ve İhlasla Yapılan İhyanın Sonucu…
6- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَن قامَ لَيلَةَ القَدرِ إيماناً وَ احتِساباً، غُفِرلَهُ ما تَقَدَّمَ مِن ذَنبِهِ.
“Kim inanarak ve Allah rızası için Kadir gecesinde (sabaha kadar ibadete) durursa, geçmiş günahları bağışlanır.”[6]
Üç Gece Birbirini Tamamlar…
7- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
التَّقديرُ في لَيلَةِ تِسعَ عَشرَةَ و الإبرامُ في لَيلَةِ إحدى و عِشرينَ و الإمضاءُ في لَيلَةِ ثلاثَ و عِشرينَ.
“(Mukadderat) on dokuzuncu gecede takdir edilir; yirmi birinci gecede kesinleşir ve yirmi üçüncü gecede imzalanır.”[7]
Her Şeyde En Güzel Örnek…
8- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
عَنْ أَبِي بَصِيرٍ قَالَ: قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ ع كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ص إِذَا دَخَلَ الْعَشْرُ الْأَوَاخِرُ شَدَّ الْمِئْزَرَ وَ اجْتَنَبَ النِّسَاءَ وَ أَحْيَا اللَّيْلَ وَ تَفَرَّغَ لِلْعِبَادَةِ.
“Ramazan ayının son on günü girdiğinde Allah Resulü (s.a.a) (ibadet ve itaat için) kemerini sıkar, (cinsel anlamda) kadınlardan uzak durur; geceyi uyumaz ve tamamen ibadete meşgul olurdu.”[8]
Başkalarına da Yardımcı Oluyordu…
9- Hz. Emîrü’l-Müminin Ali (a.s):
أنَّ رَسُولَ اللّهِ کانَ یَطْوى فِراشَهُ وَ یَشُدُّ مِئْزَرَهُ فِى الْعَشْرِ الاْواخِرِ مِنْ شَهْرِ رَمَضانَ وَ کانَ یُوقِظُ أَهْلَهُ لَیْلَةَ ثَلاثٍ وَعِشْرینَ وَ کانَ یَرُشُّ وُجُوهَ النِّیامِ بِالْماءِ فى تِلْکَ اللَّیْلَةِ.
“Şüphesiz Allah Resulü (s.a.a) Ramazan ayının son on gününde yatağını toplar ve kemerini sıkardı (az uyur ve ibadete meşgul olurdu). Yirmi üçüncü gecede ailesini uyanık tutar ve uykusu gelenlerin yüzüne (uyumamaları için) su serperdi!”[9]
Babasının İzinde…
10- Hz. Emîrü’l-Müminin Ali (a.s):
وَ کانَتْ فاطِمَةُ علیها السلام لا تَدَعُ اَحَدا مِنْ اَهْلِها یَنامُ تِلْکَ اللَّیْلَةَ وَ تُداویهِمْ بِقِلَّةِ الطَّعامِ وَ تَتَأَهَّبُ لَها مِنَ النَّهارِ وَ تَقُولُ: مَحْرُومٌ مَنْ حُرِمَ خَیْرَها.
“Hz. Fatıma (selam olsun ona) o gece ailesinden kimsenin uyumasına izin vermez ve uyumamalarına yardımcı olmak için onların az yemek yemelerini sağlardı. O gece için gündüzden hazırlık yapar ve şöyle buyururdu: “Gerçek mahrum, Kadir gecesinin hayrından mahrum kalan kimsedir!”[10]
Bütün Hayırları Kaybetmiş Olur…
11- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَنْ حُرِمَها فَقَدْ حُرِمَ الْخَیْرَ کُلَّهُ.
“Kim Kadir gecesinden mahrum kalırsa (o gecenin ihyası ve amellerinden kendini mahrum bırakırsa) bütün hayırlardan mahrum kalmış olur!”[11]
Kadir Suresi Deyip Geçme…
12- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
يَا مَعْشَرَ الشِّيعَةِ خَاصِمُوا بِسُورَةِ إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ تَفْلُجُوا فَوَ اللَّهِ إِنَّهَا لَحُجَّةُ اللَّهِ تَبَارَكَ وَ تَعَالَى عَلَى الْخَلْقِ بَعْدَ رَسُولِ اللَّهِ ص وَ إِنَّهَا لَسَيِّدَةُ دِينِكُمْ وَ إِنَّهَا لَغَايَةُ عِلْمِنَا يَا مَعْشَرَ الشِّيعَةِ خَاصِمُوا بِ حم وَ الْكِتابِ الْمُبِينِ إِنَّا أَنْزَلْناهُ فِي لَيْلَةٍ مُبارَكَةٍ إِنَّا كُنَّا مُنْذِرِينَ فَإِنَّهَا لِوُلَاةِ الْأَمْرِ خَاصَّةً بَعْدَ رَسُولِ اللَّهِ ص.
“Ey Şia topluluğu! (Muhaliflerinize) galip gelmek için Kadir suresi ile onlara karşı koyun. Allah’a yemin olsun bu sure Resulullah’tan (s.a.a) sonra Allah Tebâreke ve Teâlâ’nın yarattıklarına hüccet ve delilidir; bu sure dininizin efendisidir. Şüphesiz bu sure bizim (Ehlibeyt’in) ilmimizin zirvesini gösteren bir suredir. Ey Şia topluluğu! (Duhan suresindeki) ‘Ha, Mîm. Açıklayıcı kitaba andolsun ki, Biz onu kutlu bir gecede indirdik. (Çünkü) biz uyarıcıyız.’ayetiyle (onlara) karşı koyun. Zira bu (Kur’an’ın ve meleklerin indirilişi) Resulullah’tan (s.a.a) sonra sadece ‘emir sahiplerine’(Ehlibeyt’e) mahsustur. (Resulullah’tan sonra bu gecede meleklere muhatap olan ve mukadderatın kendisine indirildiği kişi, Ehlibeyt’ten olan zamanın hücceti ve imamıdır.)”[12]
Ali (a.s) ve Evladının Suresi…
13- Hz. Resulullah (s.a.a):
آمِنُوا بِلَیْلَةِ الْقَدْرِ إِنَّهَا تَکُونُ لِعَلیِّ بْنِ أَبِی طَالِبٍ وَ لِوُلْدِهِ الْأَحَدَ عَشَرَ مِنْ بَعْدِی.
Ashabına hitaben şöyle buyurdu: “Kadir gecesine iman edin; şüphesiz o gece benden sonra Ali b. Ebi Talib ve on bir evladı için olacaktır. (Bu gecede meleklere muhatap olan ve mukadderatın kendisine indirildiği kişiler onlar olacaktır.)”[13]
Allah’ın Hüccetlerine Gizli Değil…
14- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
لاتَخفى عَلَينا لَيلَةُ القَدرِ، إنَّ المَلائِكَةَ يَطوفونَ بِنا فيها.
“Kadir gecesi bize gizli kalmaz; zira o gece melekler bizim etrafımızda dönüp dururlar!”[14]
Kadri Yüce Azametli Gönüller…
15- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
إنَّ القَلبَ الَّذى يُعايِنُ ما يُنزَلُ فى لَيلَةِ القَدرِ لَعَظيمُ الشَّأنِ.
“Kadir gecesinde indirileni gören kalbin şanı-makamı elbette çok büyüktür.”[15]
Cebrail (a.s), Melekler ve Kadir Gecesi…
16- Hz. Resulullah (s.a.a):
إِذَا كَانَتْ لَيْلَةُ الْقَدْرِ يَأْمُرُ اللَّهُ جَبْرَئِيلَ فَيَهْبِطُ إِلَى الْأَرْضِ فِي كَبْكَبَةٍ مِنَ الْمَلَائِكَةِ وَ مَعَهُ لِوَاءُ الْحَمْدِ أَخْضَرَ فَيَرْكُزُ اللِّوَاءَ عَلَى ظَهْرِ الْكَعْبَةِ وَ لَهُ سِتُّمِائَةِ جَنَاحٍ مِنْهَا جَنَاحَانِ لَا يَنْشُرُهُمَا إِلَّا فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ فَيَنْشُرُهُمَا تِلْكَ اللَّيْلَةَ فَيُجَاوِزَانِ الْمَشْرِقَ وَ الْمَغْرِبَ وَ يَبُثُّ جَبْرَئِيلُ الْمَلَائِكَةَ فِي هَذِهِ اللَّيْلَةِ فَيُسَلِّمُونَ عَلَى كُلِّ قَاعِدٍ وَ قَائِمٍ وَ ذَاكِرٍ وَ مُصَلٍّ وَ يُصَافِحُونَهُمْ وَ يُؤَمِّنُونَ عَلَى دُعَائِهِمْ حَتَّى يَطْلُعَ الْفَجْرُ.
“Kadir gecesi olduğunda Allah-u Teâlâ Cebrail’e emreder ve o kalabalık bir melek topluluğuyla beraber, yeşil renkli Hamd sancağı yanında bulunduğu halde yeryüzüne iner ve sancağı Kabe’nin sırtına diker. Cebrail’in altı yüz kanadı vardır ki onlardan iki tanesini sadece Kadir gecesinde açar. O gece onları açtığında doğu ve batıya kadar uzanır. Cebrail bu gecede melekleri (yeryüzüne) dağıtır. Onlar şafak doğuncaya kadar (ibadet için) oturan, kalkan, zikreden ve namaz kılan herkese selam verirler; onlarla müsafaha ederler ve onların dualarına amin derler!”[16]
Büyük Ödülü Kazananlar…
17- Hz. Resulullah (s.a.a):
اِعلَموا أيُّهَا النّاسُ أنَّهُ مَن وَرَدَ عَلَيهِ شَهرُ رَمَضانَ وهُوَ صَحيحٌ سَوِيٌّ فَصامَ نَهارَهُ، وقامَ وِردا مِن لَيلِهِ، وواظَبَ عَلى صَلاتِهِ وهَجَّرَ إلى جُمُعَتِهِ، وغَدا إلى عيدِهِ؛ فَقَد أدرَكَ لَيلَةَ القَدرِ، وفازَ بِجائِزَةِ الرَّبِّ عز و جل.
“Ey insanlar! Bilin ki kim Ramazan ayını idrak eder de sıhhatli olduğu takdirde, onun gündüzünü oruç tutar, gecelerini ibadet ve zikir için kalkar, namazlarını korur (zamanında ve özenerek kılar), cumalarını kaçırmaz, bayram sabahı da bayram namazına giderse, Kadir gecesini de (hakkıyla) idrak etmiş olur ve Rabbulalemin’in (Azze ve Celle) ödülünü almaya hak kazanır!”[17]
Kader Gecesi…
18- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
إِنَّ لَيْلَةَ الثَّالِثِ وَ الْعِشْرِينَ مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ هِيَ لَيْلَةُ الْجُهَنِيِّ فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ وَ فِيهَا تُثَبَّتُ الْبَلَايَا وَ الْمَنَايَا وَ الْآجَالُ وَ الْأَرْزَاقُ وَ الْقَضَايَا وَ جَمِيعُ مَا يُحْدِثُ اللَّهُ عَزَّ وَ جَلَّ فِيهَا إِلَى مِثْلِهَا مِنَ الْحَوْلِ فَطُوبَى لِعَبْدٍ أَحْيَاهَا رَاكِعاً وَ سَاجِداً وَ مَثَّلَ خَطَايَاهُ بَيْنَ عَيْنَيْهِ وَ يَبْكِي عَلَيْهَا فَإِذَا فَعَلَ ذَلِكَ رَجَوْتُ أَنْ لَا يَخِيبَ إِنْ شَاءَ اللَّه.
“Ramazan ayının 23. gecesi Cühenî gecesidir.[18] (Kadir gecesi olan) bu gecede her hikmetli iş belirlenmektedir. Belalar, ölümler, eceller, rızıklar, olaylar ve gelecek yıl aynı geceye kadar Allah’ın var edeceği her şey, bu gecede karara bağlanmaktadır. Bu geceyi rüku ve secde halinde geçiren ve günahlarını gözünün önünde canlandırıp onlar için ağlayan kula ne mutlu! Kul bunları yaparsa, umarım ki umduklarından mahrum kalmaz (istediğine ulaşır inşaallah.)”[19]
Cemaat Namazı ve Kadir Gecesi İlişkisi…
19- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَن صَلّى مِن أوَّلِ شَهرِ رَمَضانَ إلى آخِرِهِ في جَماعَةٍ، فَقَد أخَذَ بِحَظٍّ مِن لَيلَةِ القَدرِ .
“Kim Ramazan ayının başından sonuna kadar namazını cemaatle kılarsa, Kadir gecesinden de iyi bir nasip alır.”[20]
Sadaka ve Kadir Gecesi İlişkisi…
20- Hz. İmam Zeynelabidin (a.s):
في كِتابِ عَليِّ بنِ إسماعيلَ المِيثَميِّ: في كِتابٍ أصلُهُ عَن عَليِّ بنِ الحُسَينِ عليهماالسلام: كانَ إذا دَخَلَ شَهرُ رَمَضانَ تَصَّدَّقَ في كُلِّ يَومٍ بِدِرهَمٍ، فَيَقُولُ: «لَعَلِّي اُصيبُ لَيلَةَ القَدرِ» .
“Ali b. İsmail Heysemî’nin kitabında İmam Zeynelabidin’in (a.s) hakkında şöyle nakledilmiştir: “Ramazan ayı girdiğinde her gün bir dirhem sadaka verir ve şöyle derdi: “Bunu Kadir gecesini idrak ederim diye yapıyorum.”[21]
İftar Verme ve Kadir Gecesi İlişkisi…
21- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَنْ فَطَرَ صائِما فى شَهْرِ رَمَضانَ مِنْ کَسْبٍ حَلالٍ صَلَّتْ عَلَیْهِ الْمَلائِکَةُ لَیالِىَ رَمَضانَ کُلَّها وَ صافَحَهُ جَبْرائیلُ لَیْلَةَ الْقَدْرِ وَ مَنْ صافَحَهُ جَبْرائیلُ یَرِقُّ قَلْبُهُ وَ تَکْثُرُ دُمُوعُهُ...
“Kim Ramazan ayında bir oruçluya helal kazancıyla iftar verirse, bütün Ramazan gecelerinde melekler ona salat eder (mağfiret dilerler) ve Kadir gecesinde Cebrail (a.s) onunla müsafaha eder. Cebrail’in müsafaha ettiği kimsenin kalbi yumuşar ve gözyaşı bol olur…”[22]
Gusül Geceleri…
22- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
الغُسلُ في سَبعَةَ عَشَرَ مَوطِنا: لَيلَةِ سَبعَ عَشرَةَ مِن شَهرِ رَمَضانَ وهِيَ لَيلَةُ التِقاءِ الجَمعَينِ لَيلَةُ بَدرٍ، ولَيلَةِ تِسعَ عَشرَةَ وفيها يُكتَبُ الوَفدُ وَفدُ السَّنَةِ، ولَيلَةُ إحدى وعِشرينَ وهِيَ اللَّيلَةُ الَّتي ماتَ فيها أوصِياءُ النَّبِيِّينَ عليهم السلام وفيها رُفِعَ عيسَى بنُ مَريَمَ وقُبِضَ مُوسى عليهماالسلام، ولَيلَةِ ثَلاثٍ وعِشرينَ يُرجى فيها لَيلَةُ القَدرِ.
“(Müstehap) gusüller on yedi yerde yapılır. (Onların bazısı şöyledir:) Bedir savaşının vuku bulduğu günün gecesi olan ramazanın on yedinci gecesi, o yıldaki hacı adaylarının takdir edildiği ramazanın on dokuzuncu gecesi, peygamberlerin vasilerinin vefat ettiği, Hz. İsa’nın (a.s) göğe kaldırıldığı ve Hz. Musa’nın (a.s) vefat ettiği gece olan Ramazanın yirmi birinci gecesi ve Kadir gecesi olması umut edilen Ramazanın yirmi üçüncü gecesi.”[23]
Hem Başında Hem Sonunda Gusül…
23- İmam Cafer Sâdık (a.s):
الإقبال عن بريد بن معاوية عن الإمام الصادق عليه السلام، قال: رَأَيتُهُ اغتَسَلَ في لَيلَةِ ثَلاثٍ وعِشرينَ مِن شَهرِ رَمَضانَ، مَرَّةً في أوَّلِ اللَّيلِ، ومَرَّةً في آخِرِهِ.
Bureyd ismindeki râvi şöyle der: “İmam Cafer Sâdık’ın (a.s) Ramazan ayının yirmi üçüncü gecesinde bir defa gecenin başında, bir defa da sonunda gusül aldığını gördüm.”[24]
Kısa Ama Çok Önemli Namaz…
24- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَن صَلّى رَكعَتَينِ في لَيلَةِ القَدرِ، يَقرَأُ في كُلِّ رَكعَةٍ: «فاتِحَةَ الكِتابِ» مَرَّةً و «قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ» سَبعَ مَرّاتٍ، فَإِذا فَرَغَ يَستَغفِرُ سَبعينَ مَرَّةً، لا يَقومُ مِن مَقامِهِ حَتّى يَغفِرَ اللّهُ لَهُ ولِأَبَوَيهِ، وبَعَثَ اللّهُ مَلائِكَةً يَكتُبونَ لَهُ الحَسَناتِ إلى سَنَةٍ اُخرى، وبَعَثَ اللّهُ مَلائِكَةً إلَى الجِنانِ يَغرِسونَ لَهُ الأَشجارَ، ويَبنونَ لَهُ القُصورَ، ويُجرونَ لَهُ الأَنهارَ، ولا يَخرُجُ مِنَ الدُّنيا حَتّى يَرى ذلِكَ كُلَّهُ.
“Kim Kadir gecesinde, her rekatında bir defa Fatiha ve yedi defa da İhlas sureleri okuyacak şekilde iki rekat namaz kılar ve namazı bitirdiğinde yerinden kalkmadan yetmiş defa (Estağfirullahe ve Etubu ileyh şeklinde) Allah’tan mağfiret dilerse, yerinden kalkmadan Allah onu ve anne-babasını bağışlar ve bir grup meleği gelecek yıla kadar onun için güzel ameller yazmak için görevlendirir. Diğer bir grup meleği cennette onun için ağaçlar dikmek, saraylar kurmak ve nehirler akıtmak için görevlendirir. O bütün bunları görmeden dünyadan göçmez.”[25]
Yüz Rekat Namazın Bereketi…
25- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
عن عليّ بن أبي حمزة الثمالي: كُنتُ عِندَ أبي عَبدِاللّهِ عليه السلام فَقالَ لَهُ أبوبَصيرٍ: جُعِلتُ فِداكَ! اللَّيلَةُ الَّتي يُرجى فيها ما يُرجى؟
فَقالَ: «في إحدى وعِشرينَ، أو ثَلاثٍ وعِشرينَ، ـ إلى أن قالَ ـ فَاطلُبها في لَيلَةِ إحدى وعِشرينَ، وثَلاثٍ وعِشرينَ، وصَلِّ في كُلِّ واحِدَةٍ مِنهُما مِئَةَ رَكعَةٍ، وأحيِهِما إنِ استَطَعتَ إلَى النّورِ وَاغتَسِل فيهِما.» قُلتُ : فَإِن لَم أقدِر عَلى ذلِكَ وأنَا قائِمٌ؟ قالَ: «فَصَلِّ وأنتَ جالِسٌ.» قُلتُ : فَإِن لَم أستَطِع؟ قالَ: «فَعَلى فِراشِكَ، لا عَلَيكَ أن تَكتَحِلَ أوَّلَ اللَّيلِ بِشَيءٍ مِنَ النَّومِ.»
“Ebu Hamza Sûmâlî der ki: İmam Cafer Sâdık’ın (a.s) yanında olduğum bir sırada Ebu Basir İmam’a (a.s) dedi ki: ‘Canım sana feda olsun, vaad edilenlerin beklendiği (Kadir) gecesi hangi gecedir?’ İmam şöyle buyurdu: ‘21. veya 23. gecedir…’ Sonra şöyle devam etti: ‘21. ve 23. gecede ara. Her birinde yüz rekat namaz kıl. Başarabilirsen sabaha kadar uyuma (ve ibadet ve itaatle geçir) ve bu iki gecede gusül al.’ Dedim ki: ‘Eğer ayakta bunları yapamazsam, ne yapayım?’ Şöyle buyurdu: ‘Oturarak namaz kıl.’ ‘Bunu da yapamazsam?’ dediğimde şu cevabı verdi: ‘Yatağına uzandığın halde yerine getir. Gecenin başlarında biraz uyumanın da sakıncası yoktur.’”[26]
Bereket Üstüne Bereket…
26- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
مَن أحيا لَيلَةَ ثَلاثٍ وعِشرينَ مِن شَهرِ رَمَضانَ، وصَلّى فيها مِئَةَ رَكعَةٍ وَسَّعَ اللّهُ عَلَيهِ مَعيشَتَهُ، وكَفاهُ أمرَ مَن يُعاديهِ، وأعاذَهُ مِنَ الغَرقِ، وَالهَدمِ، وَالسَّرَقِ، ومِن شَرِّ الدُّنيا، ورَفَعَ عَنهُ هَولَ مُنكَرٍ ونَكيرٍ، وخَرَجَ مِن قَبرِهِ ونورُهُ يَتَلَألَأُ لِأَهلِ الجَمعِ، ويُعطى كِتابُهُ بِيَمينِهِ، ويُكتَبُ لَهُ بَراءَةٌ مِنَ النّارِ، وجَوازٌ عَلَى الصِّراطِ، وأمانٌ مِنَ العَذابِ، ويَدخُلُ الجَنَّةَ بِغَيرِ حِسابٍ، ويُجعَلُ فيها مِن رُفَقاءِ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقينَ وَالشُّهَداءِ وَالصّالِحينَ وحَسُنَ اُولئِكَ رَفيقاً.
“Kim Ramazan ayının 23. gecesini ihya eder (uyumaz) ve o gecede yüz rekat namaz kılarsa, Allah onun rızkını bollaştırır; ona düşman olanlara karşı onu muhafaza eder; onu boğulmaktan, yıkıntı altında kalmaktan, hırsızlığa uğramaktan ve dünya şerrinden korur ve Münker ve Nekir’in korkusunu ondan bertaraf eder; mahşer günü kabrinden kalktığında mahşer ehli için nuru parlar; amel defteri sağ eline verilir ve onun için cehennemden kurtuluş beratı, Sırat köprüsünden geçiş izni ve azaptan güvende kalma yazılır, hesapsız cennete girer ve orada peygamberlerin, sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin arkadaşlarından olur ve ne güzel arkadaştırlar onlar!”[27]
Bir Kadir Gecesinin Öyküsü…
27- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
عن حمّاد بن عثمان: دَخَلتُ عَلى أبي عَبدِاللّهِ عليه السلام لَيلَةَ إحدى وعِشرينَ مِن شَهرِ رَمَضانَ، فَقالَ لي: «يا حَمّادُ، اغتَسَلتَ؟»
قُلتُ: نَعَم، جُعِلتُ فِداكَ! فَدَعا بِحَصيرٍ، ثُمَّ قالَ: «إلى لِزقي فَصَلِّ». فَلَم يَزَل يُصَلِّي وأنَا اُصَلّي إلى لِزقِهِ حَتّى فَرَغنا مِن جَميعِ صَلاتِنا، ثُمَّ أخَذَ يَدعو وأنَا اُؤَمِّنُ عَلى دُعائِهِ إلى أنِ اعتَرَضَ الفَجرُ، فَأَذَّنَ وأقامَ ودَعا بَعضَ غِلمانِهِ، فَقُمنا خَلفَهُ فَتَقَدَّمَ وصَلّى بِنا الغَداةَ ، فَقَرَأَ: بِـ «فاتِحَةِ الكِتابِ»، و «إِنَّـآ أَنزَلْنَـهُ فِى لَيْلَةِ الْقَدْرِ» فِي الاُولى، وفِي الرَّكعَةِ الثّانِيَةِ بِـ «فاتِحَةِ الكِتابِ»، و «قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ.»
فَلَمّا فَرَغنا مِنَ التَّسبيحِ وَالتَّحميدِ وَالتَّقديسِ وَالثَّناءِ عَلَى اللّهِ تَعالى، وَالصَّلاةِ عَلى رَسولِهِ صلى الله عليه و آله وَالدُّعاءِ لِجَميعِ المُؤمِنينَ وَالمُؤمِناتِ وَالمُسلِمينَ، وَالمُسلِماتِ الأَوَّلينَ وَالآخِرينَ، خَرَّ ساجِداً لا أسمَعُ مِنهُ إلاَّ النَّفَسَ ساعَةً طَويلَةً، ثُمَّ سَمِعتُهُ يَقولُ :
لا إلهَ إلاّ أنتَ مُقَلِّبُ القُلوبِ وَالأَبصارِ، لا إلهَ إلاّ أنتَ خالِقُ الخَلقِ بِلا حاجَةٍ فيكَ إلَيهِم، لا إلهَ إلاّ أنتَ مُبدِئُ الخَلقِ لا يَنقُصُ مِن مُلكِكَ شَيءٌ، لا إلهَ إلاّ أنتَ باعِثُ مَن فِي القُبورِ، لا إلهَ إلاّ أنتَ مُدَبِّرُ الاُمورِ، لا إلهَ إلاّ أنتَ دَيّانُ الدِّينِ، وجَبّارُ الجَبابِرَةِ .
لا إلهَ إلاّ أنتَ مُجرِي الماءِ فِي الصَّخرَةِ الصَّمّاءِ، لا إلهَ إلاّ أنتَ مُجرِي الماءِ فِي النَّباتِ، لا إلهَ إلاّ أنتَ مُكَوِّنُ طَعمِ الثِّمارِ، لا إلهَ إلاّ أنتَ مُحصي عَدَدِ القَطرِ وما تَحمِلُهُ السَّحابُ، لا إلهَ إلاّ أنتَ مُحصي عَدَدِ ما تَجري بِهِ الرِّياحُ فِي الهواءِ، لا إلهَ إلاّ أنتَ مُحصي ما فِي البِحارِ مِن رَطبٍ ويابِسٍ، لا إلهَ إلاّ أنتَ مُحصي ما يَدِبُّ في ظُلُماتِ البِحارِ وفي أطباقِ الثَّرى .
أسأَلُكَ بِاسمِكَ الَّذي سَمَّيتَ بِهِ نَفسَكَ أوِ استَأثَرتَ بِهِ في عِلمِ الغَيبِ عِندَكَ، وأسأَلُكَ بِكُلِّ اسمٍ سَمّاكَ بِهِ أحَدٌ مِن خَلقِكَ مِن نَبِيٍّ، أو صِدّيقٍ، أو شَهيدٍ، أو أحَدٍ مِن مَلائِكَتِكَ، وأسأَلُكَ بِاسمِكَ الَّذي إذا دُعيتَ بِهِ أجَبتَ وإذا سُئِلتَ بِهِ أعطَيتَ.
وأسأَلُكَ بِحَقِّكَ عَلى مُحَمَّدٍ وأهلِ بَيتِهِ صَلَواتُكَ عَلَيهِم وبَرَكاتُكَ، وبِحَقِّهِمُ الَّذي أوجَبتَهُ عَلى نَفسِكَ وأنَلتَهُم بِهِ فَضلَكَ، أن تُصَلِّيَ علَى مُحَمَّدٍ عَبدِكَ ورَسولِكَ الدّاعي إلَيكَ بِإِذنِكَ وسِراجِكَ السّاطِعِ بَينَ عِبادِكَ في أرضِكَ وسَمائِكَ، وجَعَلتَهُ رَحمَةً لِلعالَمينَ ونوراً اِستَضاءَ بِهِ المُؤمِنونَ، فَبَشَّرَنا بِجَزيلِ ثَوابِكَ وأنذَرَنَا الأَليمَ مِن عَذابِكَ .
أشهَدُ أنَّهُ قَد جاءَ بِالحَقِّ مِن عِندِ الحَقِّ وصَدَّقَ المُرسَلينَ، وأشهَدُ أنَّ الَّذينَ كَذَّبوهُ ذائِقُوالعَذابِ الأَليمِ .
أسأَلُكَ يا أللّهُ يا أللّهُ يا أللّهُ، يا رَبّاهُ يا رَبّاهُ يا رَبّاهُ، يا سَيِّدي يا سَيِّدي يا سَيِّدي، يا مَولايَ يا مَولايَ يا مَولايَ، أسأَلُكَ في هذِهِ الغَداةِ أن تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وآلِ مُحَمَّدٍ، وأن تَجعَلَني مِن أوفَرِ عِبادِكَ وسائِليكَ نَصيباً، وأن تَمُنَّ عَلَيَّ بِفَكاكِ رَقَبَتي مِنَ النّارِ يا أرحَمَ الرّاحِمينَ .
وأسأَلُكَ بِجَميعِ ما سَأَلتُكَ وما لَم أسأَلكَ مِن عَظيمِ جَلالِكَ، ما لَو عَلِمتُهُ لَسَأَلتُكَ بِهِ أن تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وأهلِ بَيتِهِ، وأن تَأذَنَ لِفَرَجِ مَن بِفَرَجِهِ فَرَجُ أولِيائِكَ وأصفِيائِكَ مِن خَلقِكَ، وبِهِ تُبيدُ الظّالِمينَ وتُهلِكُهُم، عَجِّل ذلِكَ يا رَبَّ العالَمينَ، وأعطِني سُؤلي يا ذَا الجَلالِ وَالإِكرامِ في جَميعِ ما سَأَلتُكَ لِعاجِلِ الدُّنيا وآجِلِ الآخِرَةِ .
يا مَن هُوَ أقرَبُ إلَيَّ مِن حَبلِ الوَريدِ، أقِلني عَثرَتي وأقِلني بِقَضاءِ حَوائِجي، يا خالِقي ويا رازِقي ويا باعِثي، ويا مُحيِيَ عِظامي وهِيَ رَميمٌ، صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وآلِ مُحَمَّدٍ واستَجِب لي دُعائي يا أرحَمَ الرّاحِمينَ.»
Hammâd b. Osman’dan şöyle nakledilmiştir:
“Ramazan ayının yirmi birinci gecesi İmam Cafer Sâdık’ın (a.s) yanına gittim. İmam (a.s), ’Ey Hammâd, gusül aldın mı?’ diye sordu. Ben de, ’Evet, canım sana feda!’ dedim. İmam (a.s) bir hasır istedi ve bana, ’Yaklaş ve namaza dur.’ buyurdu. Böylece bir müddet İmam’la (a.s) birlikte namaza devam ettik. Ve bilahare namazlarımızı bitirdik. Sonra İmam (a.s) dua etmeye başladı; ben de ’Amin!’ diyordum. Bu durum şafak doğuncaya kadar devam etti; sonra İmam (a.s) bazı hizmetçilerini de çağırdı. Biz İmam’ın (a.s) arkasında durduk; ezan ve kamet okudu ve bize sabah namazını cemaatle kıldırdı. Birinci rekâtta Fâtiha ve Kadir, ikinci rekâtta ise Fâtiha ve İhlâs surelerini okudu.
Hak Teâlâ’ya tesbih, tahmid, takdis, sena ve Resulullah’a salâvattan ve kadın erkek bütün müminlere ve Müslümanlara dua ettikten sonra, İmam (a.s) uzun bir süre secdeye kapandı ve ben onun nefesinden başka bir şey duymuyordum. Sonra şu duayı okuduğunu duydum:
‘Senden başka ilah yoktur; kalpleri ve gözleri döndüren sensin. Senden başka ilah yoktur; yaratılanları onlara ihtiyacın olmadığı halde yaratan sensin. Senden başka ilah yoktur; yaratılanların (yaratılışını) başlatan sensin; (bu yaratma) senin mülkünden bir şey eksiltmez. Senden başka ilah yoktur; kabirdekileri (yeniden diriltip) ayağa kaldıran sensin. Senden başka ilah yoktur; işleri tedbir eden sensin. Senden başka ilah yoktur; (amellere) karşılık verilecek günün karşılık vereni ve zorbaların zorbalığını kıracak olan sensin.
Senden başka ilah yoktur; sarp kayanın üzerinde suyu akıtan sensin. Senden başka ilah yoktur; bitkilerin üzerine suyu akıtan sensin. Senden başka ilah yoktur; meyvelerde tadı oluşturan sensin. Senden başka ilah yoktur; yağmur damlaları ve bulutların taşıdığının sayısını bilen sensin. Senden başka ilah yoktur; rüzgarların havada savurduğunun sayısını bilen sensin. Senden başka ilah yoktur; denizlerdeki yaş ve kuru her şeyin sayısını bilen sensin. Senden başka ilah yoktur; denizlerin karanlığında ve toprağın tabakaları arasında bulunan her şeyin sayısını bilen sensin. Kendini (herkesin bileceği şekilde) adlandırdığın ismin veya indindeki gayb ilminde sakladığın isminle sana el açıp yalvarıyorum. Peygamberlerin, sıddıkların, şehitlerin veya meleklerinden herhangi birisinden oluşan mahlukatının diline cari olan bütün isimlerinle sana el açıp yalvarıyorum. Muhammed ve Ehlibeyti’nin (salâvat ve bereketlerin onların üzerine olsun) üzerindeki hakkın ve kendi üzerine farz kıldığın ve bununla lütfuna eriştirdiğin onların hakkı hürmetine sana el açıp yalvarıyor, Muhammed’e salat etmeni diliyorum; o ki senin kulun, izninle (insanları) sana davet eden elçin, yerinde ve göğünde kulların arasında nuru parlayan kandilindir; onu alemlere rahmet ve müminlerin aydınlandığı bir nur kıldın; o bol mükafatını bize müjdeledi ve acı azabın hakkında bizi uyardı.
Şehadet ederim ki hiç şüphesiz o Hak indinden hakkı bize getirdi; (kendinden önceki) resulleri doğruladı. Şehadet ederim ki onu yalanlayanlar acı azabı tadanlardır.
Sana el açıp yalvarıyorum ya Allah, ya Allah, ya Allah! Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim! Ey efendim, ey efendim, ey efendim! Ey Mevla’m, ey Mevla’m, ey Mevla’m! Bu sabaha (yakın) zamanda senden Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salat etmeni ve beni kullarından ve dilencilerinden nasibi en bol olanlardan kılmanı ve cehennem ateşinden vücudumu kurtarmanı diliyorum, ey merhamet edenlerin en merhametlisi!
Yine senden kendilerini aracı kılarak dilekte bulunduğum ve bulunmadığım büyük celalin hürmetine -ki eğer onları bilmiş olsaydım onları da aracı kılardım- onlar hürmetine de sana el açıyor ve senden Muhammed ve Ehlibeyti’ne salat etmeni ve velilerinin ve yarattıklarından seçtiklerinin fereci sayılan kimsenin (Hz. Mehdi’nin -a.f-) ferecine izin vermeni diliyorum; o kendisiyle zalimlerin kökünü kazıyıp onları helak edeceğin kimsedir. Ey alemlerin Rabbi! Bu (fereci) acil kıl ve dünya ve ahiret hakkında dilediğim her şeyde benim dileğimi lutfeyle ey celal ve ikram sahibi! Ey bana şah damarından daha yakın olan. Sürçmelerimi bağışla ve hacetlerimi yerine getirerek özrümü kabul buyur. Ey beni yaratan! Ey beni rızıklandıran, Ey beni (mezarımdan) kaldıracak olan! Ey benim çürümüş kemiklerimi yeniden diriltecek olan! Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salat et ve benim duamı kabul buyur; ey merhamet edenlerin en merhametlisi!’”[28]
En Önemli Duamız, O’na Dua Etmektir…
28- Ehl-i Beyt imamlarından (a.s):
مصباح المتهجّد عن محمّد بن عيسى بإسناده عن الصالحين عليهم السلام: تُكَرِّرُ في لَيلَةِ ثَلاثٍ وعِشرينَ مِن شَهرِ رَمَضانَ هذَا الدُّعاءَ ساجِداً وقائِماً وقاعِداً وعَلى كُلِّ حالٍ، وفِي الشَّهرِ كُلِّهِ، وكَيفَ ما أمكَنَكَ ومَتى حَضَرَ مِن دَهرِكَ. تَقولُ بَعدَ تَمجيدِ اللّهِ تَعالى وَالصَّلاةِ عَلَى النَّبِيِّ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه و آله:
اللّهُمَّ كُن لِوَلِيِّكَ فُلانِ بنِ فُلانٍ في هذِهِ السّاعَةِ وفي كُلِّ ساعَةٍ وَلِيّاً وحافِظاً، وقائِداً وناصِراً، ودَليلاً وعَيناً حَتّى تُسكِنَهُ أرضَكَ طَوعاً، وتُمَتِّعَهُ فيها طَويلاً.
“Misbâhü’l-Müteheccid kitabında Muhammed b. İsa kanalıyla Ehlibeyt imamlarından (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Ramazan ayının 23. gecesinde şu duayı hem secdede, hem ayakta, hem oturduğun halde ve kısacası her halinde sık sık tekrarla. Hatta ayın tümünde mümkün olduğu kadar bu duayı oku. Allah’a meth u sena, Resulullah’a (s.a.a) salat ettikten sonra şöyle dua et:
‘Allah’ım! Velin olan Hüccet’ibni’l-Hasan’ı (Hz. Mehdi’yi); salâvatın onun ve babalarının üzerine olsun, (insanların) teslimiyetiyle birlikte yeryüzüne yerleştirip (hâkim kılıp) uzun zaman orada faydalandırıncaya kadar, onun şimdi ve her zaman velisi, koruyucusu, rehberi, yardımcısı, kılavuzu ve gözü ol.’”[29]
Afiyet Dileyin…
29- Hz. Resulullah (s.a.a):
يا رَسولَ اللّهِ، إن وافَقتُ لَيلَةَ القَدرِ ما أسأَلُ اللّهَ؟ قالَ [صلى الله عليه و آله]: «سَليهِ العافِيَةَ.»
Allah Resulü’ne (s.a.a) “Kadir gecesini idrak edersem, Allah’tan neyi dileyeyim?” diye sorulduğunda şöyle buyurdu: “Afiyet dile.”[30]
Affet Bizi Ya Rab!
30- Hz. Resulullah (s.a.a):
عَنْ بَعْضِ أَزْوَاجِ النَّبِيِّ ص أَنَّهَا قَالَتْ: يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا أَقُولُ إِنْ أَدْرَكْتُ لَيْلَةَ الْقَدْرِ فَمَا أَقُولُ قَالَ: قُولِي:
اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي.
Resulullah’ın (s.a.a) zevcelerinden biri Allah Resulü’ne (s.a.a) şöyle dedi: “Ya Resulullah! Kadir gecesini idrak edersem, nasıl dua edeyim?” Cevabında buyurdu ki, şöyle de: “Allah’ım! Hiç şüphesiz sen affetmeyi seversin; o halde affet beni.”[31]
Kadir Gecesini Hüseynî Ziyaretle Taçlandırmak…
31- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
في قَولِهِ تَعالى: «يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ» ـ : هِيَ لَيلَةُ القَدرِ، يُقضى فيهِ أمرُ السَّنَةِ مِن حَجٍّ وعُمرَةٍ، أو رِزقٍ أو أجَلٍ، أو أمرٍ أو سَفَرٍ، أو نِكاحٍ أو وَلَدٍ، إلى سائِرِ ما يُلاقِي ابنَ آدَمَ مِمّا يُكتَبُ لَهُ أو عَلَيهِ في بَقِيَّةِ ذلِكَ الحَولِ مِن تَلكَ اللَّيلَةِ إلى مِثلِها مِن عامٍ قابِلٍ .
وهِيَ فِي العَشرِ الأَواخِرِ مِن شَهرِ رَمَضانَ؛ فَمَن أدرَكَها ـ أو قالَ: شَهِدَها ـ عِندَ قَبرِ الحُسَينِ عليه السلام يُصَلّي عِندَهُ ركعَتَينِ أو ما تَيَسَّرَ لَهُ، وسَأَلَ اللّهَ تَعالَى الجَنَّةَ، وَاستَعاذَ بِهِ مِنَ النّارِ، آتاهُ اللّهُ تَعالى ما سَأَلَ، وأعاذَهُ مِمَّا استَعاذَ مِنهُ .
وكَذلِكَ إن سَأَلَ اللّهَ تَعالى أن يُؤتِيَهُ مِن خَيرِ ما فَرَّقَ وقَضى في تِلكَ اللَّيلَةِ، وأن يَقِيَهُ مِن شَرِّ ما كَتَبَ فيها، أو دَعَا اللّهَ وسَأَلَهُ تَبارَكَ وتَعالى في أمرٍ لا إثمَ فيهِ رَجَوتُ أن يُؤتى سُؤلَهُ، ويوقى مَحاذيرَهُ، ويُشَفَّعَ في عَشرَةٍ مِن أهلِ بَيتِهِ، كُلِّهِم قَدِ استَوجَبُوا العَذابَ، وَاللّهُ إلى سائِلِهِ وعَبدِهِ بِالخَيرِ أسرَعُ.
Allah-u Teâlâ’nın “Her sağlam iş, o gecede kararlaştırılır.” (Duhan, 4) ayetinin açıklamasında şöyle buyurdu: “O Kadir gecesidir. O geceden bir sonraki Kadir gecesine kadar yılın içinde gerçekleşecek hac, umre, rızık, ecel, emir, yolculuk, evlilik, evlat sahibi olmak ve insanoğlunun lehine veya aleyhine olan her şey karara bağlanır. Bu gece ramazan ayının son on gecesinin içindedir. Kim bu geceyi İmam Hüseyin’in (a.s) kabrinin yanında idrak ederse, iki rekat veya ne kadar mümkünse namaz kılar ve Allah’tan cennet diler ve cehennem ateşinden Allah’a sığınırsa, Allah dilediğini ona verir ve hangi şeylerden dolayı Allah’a sığınmışsa, kendine sığındırır.
Aynı şekilde eğer o gecede belirlediği ve karara bağladığı her hayırdan ona vermesini ve yazdığı her kötülükten de korumasını dilerse veya dua ederek Allah’tan günah olmayan herhangi bir şeyi dilerse, dilediğinin ona verileceğini ve korktuklarından korunacağını umuyorum. Böyle biri ailesinden azabı hak etmiş on kişi hakkında şefaat hakkı kazanır. Allah (kapısının) sailine ve kuluna hayrı vermede herkesten daha seri davranandır!”[32]
Ey Hüseyn’i Ziyaret Edenler…
32- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
إذا كانَ لَيلَةُ القَدرِ وفيها يُفرَقُ كُلُّ أمرٍ حَكيمٍ، نادى مُنادٍ تِلكَ اللَّيلَةَ مِن بُطنانِ العَرشِ: إنَّ اللّهَ تَعالى قَد غَفَرَ لِمَن أتى قَبرَ الحُسَينِ عليه السلام في هذِهِ اللَّيلَةِ.
“Her hikmetli işin karara bağlandığı Kadir gecesi olduğunda Arş’ın bağrından bir münadi şöyle nida eder: “Hiç şüphesiz Allah-u Teâlâ bu gecede Hüseyin’in (a.s) kabrinin ziyaretine gelen kimseyi bağışlar.”[33]
O’na Kitabıyla Yalvarın…
33- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
تَأخُذُ المُصحَفَ في ثَلاثِ لَيالٍ مِن شَهرِ رَمَضانَ، فَتَنشُرُهُ وتَضَعُهُ بَينَ يَدَيكَ وتَقولُ :
اللّهُمَّ إنّي أسأَلُكَ بِكِتابِكَ المُنزَلِ وما فيهِ، وفيهِ اسمُكَ الأَكبَرُ وأسماؤُكَ الحُسنى وما يُخافُ ويُرجى، أن تَجعَلَني من عُتَقائِكَ مِنَ النَّار.
وتَدعو بِما بَدا لَكَ مِن حاجَةٍ.
“Ramazan ayının üç gecesinde (19, 21, ve 23. gecelerde) Kur’an’ı açıp, önüne koyar ve şöyle dua edersin: ‘Allah’ım! Şüphesiz ben indirilmiş kitabın ve onda bulunan büyük ismin ve güzel isimlerinin hürmetine ve kitabındaki korku veya ümit kaynağı olan (ayetler) hürmetine, beni cehennem ateşinden azat ettiğin kimselerden kılmanı dilerim senden.’ Sonra da hacetlerini dilersin.”[34]
Kur’an ve Tevessül…
34- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
خُذِ المُصحَفَ فَدَعهُ عَلى رَأسِكَ وقُل :
اللّهُمَّ بِحَقِّ هذَا القُرآنِ، وبِحَقِّ مَن أرسَلتَهُ بِهِ، وبِحَقِّ كُلِّ مُؤمِنٍ مَدَحتَهُ فيهِ، وبَحَقِّكَ عَلَيهِم فَلا أحَدَ أعرَفُ بِحَقِّكَ مِنكَ.
بِكَ يا أللّهُ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ثُمَّ تَقولُ: بِمُحَمَّدٍ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِعَلِيٍّ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِفاطِمَةَ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِالحَسَنِ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِالحُسَينِ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِعَلِيِّ بنِ الحُسَينِ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِمُحَمَّدِ بنِ عَلِيٍّ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِجَعفَرِ بنِ مُحَمَّدٍ ـ عَشَرَ مَرّاتٍ ـ ، بِموسَى بنِ جَعفَرٍ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِعَلِيِّ بنِ موسى ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِمُحَمَّدِ بنِ عَلِيٍّ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِعَلِيِّ بنِ مُحَمَّدٍ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِالحَسَنِ بنِ عَلِيٍّ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ ، بِالحُجَّةِ ـ عَشرَ مَرّاتٍ ـ وتَسأَلُ حاجَتَكَ .
وذَكَرَ في حَديثِهِ إجابَةَ الدّاعي وقَضاءَ حَوائِجِهِ.
Kadir gecelerinde yapılması için İmam (a.s) şöyle buyurmuştur: “Mushafı (Kur’an’ı) al ve başına koyarak şöyle dua et: ‘Allah’ım! Bu Kur’an ve onunla gönderdiğin kimsenin ve onda methettiğin her mümin hakkına ve senden daha iyi hiç kimsenin tanıyamayacağı onlar üzerindeki hakkına (sana yalvarıyorum).’
Sonra da on defa: (Bike ya Allah)
On defa: (Bi-Muhammedin)
On defa: (Bi-Aliyyin)
On defa: (Bi-Fatimete)
On defa: (Bil-Hasani)
On defa: (Bil-Hüseyni)
On defa: (Bi-Aliyyibnil Hüseyn)
On defa: (Bi-Muhammedibni Aliyy)
On defa: (Bi-Caferibni Muhammed)
On defa: (Bi-Mûsebni Cafer )
On defa: (Bi-Aliyyibni Musa)
On defa: (Bi-Muhammedibni Aliyy)
On defa: (Bi-Aliyyibni Muhammed)
On defa: (Bil-Hasenibni Aliyy)
On defa: (Bil-Hucceti)
Bunları dedikten sonra hacetini dilersin.” İmam (a.s) hadisinde bunu yapan kimsenin duasının kabulü ve hacetinin reva olacağına da değinmiştir.[35]
Kadir Gecesinde Bu Sureler Çok Önemli…
35- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
مَن قَرَأَ سورَتَيِ: العَنكَبوتِ، وَالرّومِ في شَهرِ رَمَضانَ في لَيلَةِ ثَلاثٍ وعِشرينَ، فَهُوَ وَاللّهِ ـ يا أبا مُحَمَّدٍـ مِن أهلِ الجَنَّةِ لا أستَثني فيهِ أبَداً، ولا أخافُ أن يَكتُبَ اللّهُ عَلَيَّ في يَميني إثماً، وإنَّ لِهاتَينِ السّورَتَينِ مِنَ اللّهِ مَكاناً.
“Kim Ramazan ayında 23. gecede Ankebut ve Rûm surelerini okursa, vallahi cennet ehlinden olur. Bu konuda istisna yapmam ve Allah’ın bu yeminden dolayı bana günah yazacağından da korkmam. O iki surenin Allah katında önemli bir yeri vardır!”[36]
Kadir Gecesi Farizalarında Kadir Suresinin Önemi…
36- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
مَنْ قَرَأَ إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِی لَیْلَةِ الْقَدْرِ فِی فَرِیضَةٍ مِنْ فَرَائِضِ اللَّهِ نَادَی مُنَادٍ یَا عَبْدَ اللَّهِ غَفَرَ اللَّهُ لَکَ مَا مَضَی فَاسْتَأْنِفِ الْعَمَلَ.
“Kim Kadir gecesinde farz namazlarının (en az) birisinde Kadir suresini okursa, bir münadi ona şöyle seslenir: “Ey Allah’ın kulu! Allah geçmişini bağışladı; amellerine (günah işlememiş gibi) yeniden başla!”[37]
Yirmi Üçüncü Gecede Bin Defa Kadir Suresini Okursan…
37- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
لَو قَرَأَ رَجُلٌ لَيلَةَ ثَلاثٍ وعِشرينَ مِن شَهرِ رَمَضانَ : «إِنَّـآ أَنزَلْنَـهُ فِى لَيْلَةِ الْقَدْرِ» ألفَ مَرَّةٍ، لَأَصبَحَ وهُوَ شَديدُ اليَقينِ بِالاِعتِرافِ بِما يَختَصُّ فِينا…
“Eğer bir kişi ramazan ayının 23. gecesinde Kadir suresini bin defa okursa, biz Ehlibeyt’e ait olan gerçekleri itiraf etme konusunda güçlü bir yakinle sabahlar.”[38]
Gece Yarısına Kadar Dua, Sonra da Namaz…
38- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
عن الفضيل بن يسار:كانَ أبوجَعفَرٍ عليه السلام إذا كانَت لَيلَةُ إحدى وعِشرينَ، ولَيلَةُ ثَلاثٍ وعِشرينَ أخَذَ فِي الدُّعاءِ حَتّى يَزولَ اللَّيلُ، فَإِذا زالَ اللَّيلُ صَلّى.
Fuzeyl bin Yesâr der ki: “İmam Muhammed Bâkır (a.s) (Ramazan ayının) 21. ve 23. geceleri olduğunda gece yarısına kadar duaya meşgul olurdu. Ondan sonra ise namaza meşgul olurdu.”[39]
Hz. Musa (a.s) Sordu, Rabbimiz Cevapladı…
39- Hz. Resulullah (s.a.a):
«قالَ موسَی(ع): إِلَهِی أُرِیدُ قُرْبَکَ. قَالَ: قُرْبِی لِمَنْ اسْتَیْقَظَ لَیْلَةَ الْقَدْرِ. قَالَ: إِلَهِی، أُرِیدُ رَحْمَتَکَ. قَالَ: رَحْمَتِی لِمَنْ رَحِمَ الْمَسَاکِینَ لَیْلَةَ الْقَدْرِ. قَالَ: إِلَهِی، أُرِیدُ الْجَوَازَ عَلَى الصِّرَاطِ. قَالَ: ذَلِکَ لِمَنْ تَصَدَّقَ بِصَدَقَةٍ فِی لَیْلَةِ الْقَدْرِ. قَالَ: إِلَهِی، أُرِیدُ مِنْ أَشْجَارِ الْجَنَّةِ وَ ثِمَارِهَا. قَالَ: ذَلِکَ لِمَنْ سَبَّحَ تَسْبِیحَةً فِی لَیْلَةِ الْقَدْرِ. قَالَ: إِلَهِی، أُرِیدُ النَّجَاةَ. قَالَ: النَّجَاةُ مِنَ النَّارِ؟ قَالَ: نَعَمْ. قَالَ: ذَلِکَ لِمَنِ اسْتَغْفَرَ فِی لَیْلَةِ الْقَدْرِ. قَالَ: إِلَهِی، أُرِیدُ رِضَاکَ. قَالَ: رِضَائِی لِمَنْ صَلَّى رَکْعَتَیْنِ فِی لَیْلَةِ الْقَدْر.»
“Hz. Musa (a.s) “Allah’ım! Sana yakınlaşmak istiyorum.” dediğinde (Allah-u Teâlâ) şöyle buyurdu: “Bana yakınlaşma Kadir gecesinde uyumadan (ibadet ve itaate meşgul olan) kimse içindir.” Hz. Musa “Allah’ım! Rahmetini istiyorum.” dediğinde (Allah-u Teâlâ) şöyle buyurdu: “Rahmetim Kadir gecesinde miskinlere merhamet eden kimse içindir.” Hz. Musa “Allah’ım! Sırat köprüsünden geçmek istiyorum.” dediğinde (Allah-u Teâlâ) şöyle buyurdu: “Bu Kadir gecesinde sadaka veren kimse içindir.” Hz. Musa “Allah’ım! Cennetin ağaçları ve meyvelerinden istiyorum.” dediğinde (Allah-u Teâlâ) şöyle buyurdu: “Bu Kadir gecesinde Allah’ı tesbih (tenzih ve zikir) eden kimse içindir.” Hz. Musa “Allah’ım! Kurtulmak istiyorum.” dediğinde (Allah-u Teâlâ) şöyle buyurdu: “Cehennem ateşinden mi kurtulmak istiyorsun?” “Evet.” dediğinde (Allah-u Teâlâ) şöyle buyurdu: “Bu Kadir gecesinde mağfiret dileyen kimse içindir.” Hz Musa “Allah’ım! Rızanı istiyorum.” dediğinde ise (Allah-u Teâlâ) şöyle buyurdu: “Bu Kadir gecesinde iki rekat namaz kılan içindir.”[40]
Gündüzü de Gecesi Gibi Değerlidir…
40- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
صَبيحَةُ يَومِ لَيلَةِ القَدرِ مِثلُ لَيلَةِ القَدرِ؛ فَاعمَل وَاجتَهِد .
“Kadir gecesinin sabahı (gündüzü) de Kadir gecesi gibidir. O halde o günde de amel et ve çaba göster.”[41]
[1]- Bihârü’l-Envâr, c. 40, s. 54.
[2]- el-Kâfi, c. 4, s. 66.
[3]- Tehzibü’l-Ahkâm, c. 4, s. 332.
[4]- Bihârü’l-Envâr, c. 95, s. 145.
[5]- Ravzatü’l-Vâizin, s. 382.
[6]- Fezâilü’l-Eşhuri’s-Selâse, s. 136.
[7]- el-Kâfi, c. 4, s. 159.
[8]- el-Kâfi, c.4, s. 155
[9]- Bihârü’l-Envâr, c. 95, s. 10.
[10]- Bihârü’l-Envâr, c. 94, s. 10.
[11]- Kenzü’l-Ummâl, c. 8, s. 534.
[12]- el-Kâfi, c. 1, s. 249.
[13]- el-Kâfi, c. 1, s. 532-533.
[14]- Bihârü’l-Envâr, c. 97, s. 13.
[15]- Besâirü’d-Derecât, s. 243.
[16]- Bihârül’l-Envâr, c. 93, s. 351.
[17]- Men lâ-Yahduruhu’l-Fakîh, c. 2, s.97.
[18]- Cühenîsahabeden Abdullah b. Enis Ensari isminde birininlakabıdır. Bu sahabinin evi Medine’den uzak bir yerde olduğu için her gece Medine’ye ve Resulullah’ın (s.a.a) huzuruna varamıyordu. Bu yüzden ramazanda hangi gece gelmesi daha önemlidir diye sormuş, Resulullah (s.a.a) da 23. gece gelmesini buyurmuştu. Bu yüzden o geceye Cühenî gecesi de denmiştir.
[19]- ed-Daevât -Râvendi-, s. 207.
[20]- Kenzü’l-Ummâl, Hadis: 24090.
[21]- el-İkbâl, c. 1, s. 150.
[22]- et-Tergîbu ve’t-Terhîb, c. 2, s. 95.
[23]- Bihârü’l-Envâr, c. 97, s. 15.
[24]- Tehzîbü’l-Ahkâm, c. 4, s. 331.
[25]- Bihârü’l-Envâr, c. 98, s. 144.
[26]- el-Kâfi, c. 4, s. 156.
[27]- el-İkbâl, c. 1, s. 386.
[28]- el-İkbâl, c. 1, s. 366
[29]- el-Kâfi, c. 4, s. 161.
[30]- Müstedrekü’l-Vesâil, c. 7, s. 458.
[31]- Müstedrekü’l-Vesâil, c. 7, s. 461.
[32]- el-İkbâl, c. 1, s. 383.
[33]- Tehzîbü’l-Ahkâm, c. 6, s. 49.
[34]- el-İkbâl, c. 1, s. 346.
[35]- el-İkbâl, c. 1, s. 346.
[36]- Tehzîbü’l-Ahkâm, c. 3, s. 100.
[37]- Bihârü’l-Envâr, c. 89, s. 327.
[38]- el-İkbâl, c. 1, s. 382.
[39]- el-Kâfi, c. 4, s. 155.
[40]- Vesâilü’ş-Şia, c. 8, s. 20.
[41]- Bihârü’l-Envâr, c. 97, s. 11.