Talebelerin Dilinden Hz. Peygamber'in Ahlakı
Peygamber Efendimiz (s.a.a);
1. Yürürken sakin ve vakarlı bir şekilde yürürdü.
2. Yürürken ayaklarını yere sürtmezdi.
3. Bakışları sürekli aşağıya dönüktü ve yere bakardı.
4. Gördüğü herkese selam vermede öncülük ederdi ve kimse selam vermede onu geçemezdi.
5. Birisiyle el sıkıştığında karşı taraf elini çekene kadar beklerdi.
6. İnsanlara öyle davranırdı ki herkes o hazretin yanında en değerli insanın kendisi olduğunu düşünürdü.
7. İnsanlara devlet yöneticileri gibi göz ucuyla bakmazdı.
8. Asla insanlara gözünü dikerek uzun uzun bakmazdı.
9. Birini gösterdiğinde kaşı ve gözüyle değil eliyle işaret ederdi.
10. Uzun süre sessiz kalır ve gerekmedikçe konuşmazdı.
11. Biriyle sohbet ettiği zaman onu iyi dinlerdi.
12. Biriyle konuşacağı zaman tamamen ona doğru döner ve yüz yüze otururdu.
13. Biriyle oturduğu zaman o kişi kalkmadığı sürece Peygamberimiz (s.a.a) de kalkmazdı.
14. Allah’ı anmadan bir mecliste oturup kalkmazdı.
15. Bir meclise girerken başköşede değil sonda ve kapıya yakın otururdu.
16. Bir mecliste kendisine özel bir yer tahsis etmez ve bunu yapmaktan sakındırırdı.
17. İnsanların yanında asla bir yere yaslanarak oturmazdı.
18. Çoğu zaman kıbleye doğru otururdu.
19. Eğer Peygamber’in (s.a.a) huzurunda hoşuna gitmeyen bir şey gerçekleşirse görmezden gelirdi.
20. Birisi yanlış yapınca onu başkalarına anlatmazdı.
21. Hiç kimseyi hatasından dolayı eleştirmezdi.
22. Asla kimseyle tartışıp cedelleşmezdi.
23. Yanlış ve batıl söz söyleyenlerin dışında asla kimsenin sözünü kesmezdi.
24. Bir sorunun cevabını birkaç kez tekrar ederdi ki dinleyicilerde hiçbir yanlış anlaşılma kalmasın.
25. Birinden yanlış bir söz duyduğunda “Neden o kişi bu sözü söylüyor?!!” demezdi. Aksine “Bazı insanlara ne oluyor da böyle konuşuyorlar?!!” buyururdu.
26. Yoksul insanlarla çok oturup kalkar ve onlarla yemek yerdi.
27. Hizmetçilerin ve kölelerin davetini kabul ederdi.
28. Bir yudum süt de olsa hediyeyi kabul ederdi.
29. Herkesten fazla sılayı rahim yapardı.
30. Kendi akrabalarını başkalarına üstün kılmadan onlara ihsan verirdi.
31. İyiliği över ve insanları iyiliğe teşvik eder, kötülüğü kınar ve insanları kötü işlerden sakındırırdı.
32. İnsanların din ve dünyası için faydalı olan şeyleri buyururdu ve şöyle derdi: “Burada bulunanlar, bulunmayanlara iletsin.”
33. Her kim özür dilerse onun özrünü kabul ederdi.
34. Asla kimseyi hor görmezdi.
35. Asla kimseye hakaret etmez ve kötü lakaplarla çağırmazdı.
36. Asla etrafındakilere ve yakınlarına beddua etmezdi.
37. Asla insanların ayıplarını aramazdı.
38. İnsanların şerlerinden sakınırdı ancak onlardan uzaklaşmaz ve hepsiyle iyi geçinirdi.
39. Asla insanları kınamaz ve çok övmezdi.
40. Bazı insanların O’na karşı olan cüretine sabreder ve kötülüğe karşı iyilikle cevap verirdi.
41. Medine’nin en uzak bölgesinde olsa bile hastaları ziyaret ederdi.
42. Kendi ashabını yoklardı ve daima onların hallerini sorardı.
43. Ashabını en güzel isimleriyle çağırırdı.
44. İşler hususunda ashabıyla çok istişare ederdi ve onlara da bunu vurgulardı.
45. Dostlarıyla toplantı yaptığında onlarla daire şeklinde otururdu. Dışarıdan gelen biri onlardan hangisinin Peygamber (s.a.a) olduğunu teşhis edemezdi.
46. Ashabı arasında dostluk ve kardeşlik bağı kurardı.
47. Ahitte ve sözünü tutmada halkın en vefalısıydı.
48. Bir yoksula bir şey vermek istediğinde fakirin kendisine verir, başkasına havale etmezdi.
49. Namaz esnasında biri yanına gelirse namazını kısa tutardı.
50. Namaz kıldığı esnada bir çocuk ağlarsa namazını kısa tutardı.
51. O’nun yanında en değerli kişi başkalarına hayrı en fazla dokunandı.
52. Hiç kimse O’nun yanında ümitsizliğe kapılmazdı ve halka şöyle buyururdu: “Bana ulaşamayanların ihtiyacını bana ulaştırın.”
53. Bir kimse O’ndan bir istekte bulunduğunda eğer mümkünse yerine getirirdi, değilse güzel sözle ve iyi vaatle onu razı ederdi.
54. Günah için istemedikten sonra, kimsenin isteğine ret cevabı vermezdi.
55. Yaşlıların saygınlığını son derece korurdu ve çocuklara karşı ise çok şefkatliydi.
56. Garipleri çok gözetirdi.
57. Kötülük yapanlara iyilikle karşılık vererek onları cezbeder ve gönüllerini kazanırdı.
58. Daima gülümserdi ama aynı anda içinde büyük bir Allah korkusu taşırdı.
YORUM EKLE