İslâm dünyasında her yıl manevî bir iklimin hüküm sürdüğü ve ramazan bayramıyla sona eren mübarek üç aylar, Müslümanlara dinî hissiyat ve ibadet yoğunluğu eşliğinde gündelik hayatlarını sorgulama, yenileme ve zenginleştirme fırsatı sunmaktadır.
Allah-u Teâla Recep, Şaban ve Ramazan aylarından oluşan bu mübarek üç aylara adeta maneviyat yüklemiş ve kullarının günahlarının affedilmesi için büyük bir fırsat sunmuştur.
Allah'a hamd û senâlar olsun ki bir kez daha bu üç mübarek ayı idrak etme şeref ve tevfikine nail olmuş bulunmaktayız. İbadet dua ve münâcâtın, Rahim Allah'ın rahmet-i rahimiyesinin mümin kullarına en güzel ve en mükemmel şekliyle tecelli ettiği, kâbil ruhları ve müstait nefisleri maddenin esaretinden kurtarıp mana miracına çıkaran üç mübarek ve aziz ay!
Mübarek bir hadiste şöyle geçer:
"Hayatınızın bazı günlerinde (ilahi) rüzgârlar eser. O rahmet rüzgârlarına kendinizi vermekten gafil olmayın."
İşte bu rahmet rüzgârlarının estiği ve günden güne şiddetlenip kamilleştiği aylardır, Recep, Şabân ve Ramazân ayları. Bu rahmet-i rahimiyenin tecellisi, bu mübarek üç ayda her gün daha bir artarak devam eder. Ve bilahere "Kadir gecesinde" en doruk noktasına ulaşır. Aslında bu ayların her bir günü o ilahi sofraya oturabilmek için bir hazırlıktır. Kabiliyet ve liyakat kazanma vesilesidir.
Habib-i İlahi Ramazân ayı hakkında okuduğu meşhur hutbesinde buyurmuyor mu: "Ey insanlar Allah'ın ayı, bereket, rahmet ve mağfiret ile size doğru gelmekte. O öyle bir aydır ki... onda Allah'ın ziyafetine davet edilmişsiniz..."
Evet, bu ilahi ziyafetin en mükemmel sofrası ise, "Kadir Gecesi"nde kurulmaktadır. İşte bu rahmet sofrasının başına oturabilmek için liyakat lazım, hazırlık lazım. İşte Recep ve Şa'bân ayı bize bu liyakatı kazandıracak, bizi "Ziyafetullah"a lebbeyk diyebilmeye layık kılacak bulunmaz fırsatlar!
En iyisi sözü asıl söz sahiplerine, Resulullah ve Ehlibeyti’ne bırakalım. Bırakalım ki bize, bu eşi benzeri bulunmayan aziz ayları hakkıyla tanıtsınlar.
Peygamber efendimiz (s.a.a) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır:
“Bu (Recep) ayında kâfirlerle savaşmak haramdır. Şunu bilin ki Recep, Allah'ın ayı, şaban benim ayım ve ramazan ümmetimin ayıdır.”
İmam Cafer-i Sâdık (a.s) ceddi Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmektedir:
"Recep benim ümmetim için mağfiret dileme ayıdır. Bu ayda istiğfar edin (tevbe edip bağışlanma dileyin). Zira Hak Teâlâ, çok bağışlayan ve rahimdir. Recep ayına "Asabb" (dökülen) denir; zira bu ayda benim ümmetimin üzerine çok rahmet dökülür. O halde şu zikri çok okuyun:
"Estağfirullahe ve es'elut-tevbe" (Allah'tan mağfiret ve tevbe diliyorum.)
İmam Musa Kâzım'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:
"Recep, cennette sütten beyaz ve baldan tatlı bir nehrin ismidir. Kim recep ayından bir gün oruç tutarsa, Allah o nehirden ona içirir."
Merhum İbn-i Babeveyh muteber senetle Salim'den şöyle rivayet etmiştir: "Ben Recep ayının sonuna bir kaç gün kala, İmam Cafer-i Sadık'ın (a.s) yanına gitmiştim. Beni görür-görmez şöyle buyurdu:
"Ey Salim, bu ayda hiç oruç tuttun mu?" "Hayır, vallahi dedim, ey Resulullah'ın oğlu!" İmâm (a.s) şöyle buyurdu: "O kadar sevap kaybetmişsin ki miktarını ancak Allah bilir. Bu, Allah'ın üstün kıldığı ve hürmetini yücelttiği bir aydır. Bu ayda oruç tutanları kendi ikram ve değerlendirmesine mazhar kılmayı kendisine farz kılmıştır." Sâlim diyor ki ben: "Ey Resulullah'ın oğlu, eğer bu ayın kalan günlerini oruç tutarsam, bu ayda oruç tutanların sevabının bir kısmını elde etmiş olabilir miyim?" diye sorduğumda, şöyle buyurdu: "Ey Sâlim, kim bu ayın sonundan bir gün oruç tutarsa, ölüm anında can çekişme ve rahatsızlıklardan, ölüm sonrasının dehşetinden ve kabir azabından kurtulur. Kim bu ayın sonundan iki gün oruç tutarsa, Sırât'tan kolaylıkla geçer ve kim bu ayın sonundan üç gün oruç tutarsa, kıyamet gününün büyük korkusu, dehşet ve zorluklarından kurtulur ve kendisine cehennem ateşinden kurtuluş beratı verilir."
Hz. Resulullah’tan (s.a.a) yine şöyle nakledilmiştir:
"Recep ayındaki ilk cuma gecesinden gaflet etmeyin. Hiç şüphesiz o geceye melekler "Ragâib Gecesi" derler. Zira gecenin üçte birisi geçtiğinde, göklerde ve yerde bulunan bütün melekler Kâbe ve etrafına toplanırlar. Allah-u Teâlâ onlara hitap ederek şöyle buyurur: "Ey benim meleklerim, istediğiniz şeyi benden dileyin." Onlar da şöyle arz ederler: "Ey Rabbimiz, bizim isteğimiz Recep ayının oruçlularını bağışlamandır." Allah Tebâreke ve Teâlâ da "Kabul ettim" diye cevap verir.
Mübarek üç ayların ilki olan recep ayında önemli günler yer almaktadır: Bu ayda Ehlibeyt imamlarından üçünün doğumu gerçekleşmiştir. İmam Ali (a.s), İmam Muhammed Bakır (a.s) ve İmam Muhammed Taki’nin (a.s) bu ayda dünyayı şereflendirmişlerdir. Ayrıca Hz. Resulullah’ın (s.a.a) bi’seti ve peygamberliğe seçilişi bu ayın 27. günü vuku bulmuştur. Bunun yanında İmam Musa Kazım (a.s) ve İmam Ali Naki’nin (a.s) şehadeti ile Hz. Zeyneb’in (a.s) vefatı da recep ayı içinde gerçekleşmiştir.
Mübarek üç ayların ikincisi Şaban ayıdır. Şaban lügatte şube şube, bölük bölük demektir. Bazı hadislerde Müminlerin rızıkları bu ayda paylaştırıldığından ve bu ayadan ramazana bölük bölük hayır intikal ettiğinden bu aya Şaban adı verilmiştir. Belki de maksat şudur: Kim bu ayı hakkıyla değerlendirirse, ramazandan daha iyi yararlanma imkânı elde eder. Nitekim büyük arifler de recep ve Şaban aylarının ramazana hazırlık mahiyeti taşıdığını vurgulamışlardır.
Şaban ayı Hz. Resulullah’a (s.a.a) mensup bir aydır. Peygamber efendimiz bu ayda oruç tutar ve ramazan ayıyla birleştirir ve şöyle buyururdu: "Şa'bân benim ayımdır; kim benim ayımdan bir gün oruç tutarsa, cennet ona farz olur."
İmam Zeynelâbidin (a.s) Şabân ayı girdiği zaman ashabını toplar ve onlara şöyle buyururdu: "Ashabım, bu ayın ne olduğunu biliyor musunuz? Bu Şabân ayıdır. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Şa'bân benim ayımdır. Bu ayı peygamberinizin sevgisi Ve Rabbinize yaklaşmak için oruç tutun." Canımı elinde tutan (Allah'a) and olsun ki babam İmam Hüseyin'den (a.s) duydum ki şöyle derdi: "Emirü’l-Mu'minin Ali'den (a.s) şöyle buyurduğunu duydum: "Kim şabân ayını Resulullah'a olan sevgisinden dolayı ve Allah'a yakınlaşmak için oruç tutarsa, Allah onu sever, kendi ikram ve yüceliğine yakınlaştırır ve cenneti ona farz kılar."
İmamlarımızdan (a.s) bu ayın fazileti hakkında nakledilen hadislerde, cennete girmek ve kıyamette ilahî nimet ve kerametlerle karşılaşmak için bu ayda oruç tutulması tavsiye edilmiştir.
Şaban ayında oruç tutmanın yanında, sadaka vermek, Hz. Ali (a.s) ve diğer Ehlibeyt İmamları'nın (a.s) okudukları ve “Münacat-ı Şabaniye” diye meşhur olan duayı okumak da bu ayın en önemli amellerindendir.
Mübarek üç ayların ikincisi olan Şaban ayında da önemli günler yer almaktadır: Ehlibeyt İmamlarından üçünün mübarek doğum günleri bu ayda vuku bulmuştur. İmam Hüseyin (a.s), İmam Zeynelabidin (a.s) ve İmam Mehdi (a.s) bu ayda dünyaya teşrif etmişlerdir. Ayrıca Kerbela kahramanları Hz. Abbas ve Hz. Ali Ekber de Şaban ayında dünyaya gelmişlerdir.
Mübarek üç ayların üçüncüsü ise ramazan ayıdır.
Bu ay Müslümanlar arasında özel bir konum ve saygınlığa sahiptir. Bu ay ibadet ve paylaşma ayıdır. Bu ayda mümin kulların rızıkları çoğaltılır. Müslümanlar, Ramazan ayının manevi bereket ve güzelliklerinden daha fazla istifade etmek için Recep ve Şaban aylarında manevi hazırlıklara başlamaktadırlar.
Ramazan ayı, oruç tutmanın Müslümanlara farz olduğu bir aydır. Kur’an-ı Kerim, bu ayda nazil olmuştur. Bu ay Kur’an’da ismi açıkça geçen ve değer verilen tek aydır. Yine Kur’an’da geçtiği üzere Kadir Gecesi bu aydadır ve içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır.
Hz. Ali’nin (a.s) şehadeti ile Hz. Hatice’nin ve bir nakle göre Hz. Ebu Talib’in vefatı bu ayda vuku bulmuştur. Bu ayda yer alan başka önemli bir gün ise İmam Hasan’ın (a.s) doğum günüdür.
Bu ayın en önemli ibadetleri şunlardır: Oruç tutmak, Kur’an okumak, Kadir gecelerini ihya etmek, dua, istiğfar, oruçlulara iftar (yemeği) vermek, yoksullara yardımda bulunmak.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) bu ayın değerini şu şekilde zikrediyor: “Eğer insanlar bu ayın değerini bilselerdi, bütün ayların ramazan ayı olmasını arzu ederlerdi.”
Şunu da bir daha özellikle vurgulamamız gerekir ki bu üç ayın her birisinde bir mübarek gece vardır ki bütün gecelerden değerli ve faziletlidir: Recep ayında "Ragâip Gecesi" (Recep ayının ilk Cuma gecesi), Şa'bân ayında "Berât gecesi" (Şa'bân'ın 15. gecesi) ve Ramazân ayında "Kadir Gecesi" (Ramazan'ın 19. veya 21. ya da 23. Gecesi) ki hepsinden de faziletlisi “Bütün gecelerin Efendisi” diye tanıtılan Kadir gecesidir.
Yüce Rabbimiz, İlahi rahmet rüzgârlarının estiği bu mübarek aylardan en güzel şekilde yararlanmayı, müminlerin yüzüne açılan İlahi ziyafet sofrasına oturabilme liyakatini kazanmayı nasip buyursun. Amin!
Güncelleme Tarihi: 05 Şubat 2022, 15:30