Ayetullah Muhammed Ali Teshirî 1944 senesinde Necef-i Eşref şehrinde dünyaya gözlerini açmıştı.

İran’ın Mazenderan eyaletinden Necef’e İslamî ilimleri tahsil etmek için göç eden oldukça kültürlü ve mütedeyyin bir ailenin ferdi olan Ayetullah Teshirî İlk, orta ve lise öğrenimini doğduğu bu şehirde tamamladıktan sonra İslam hukuku ve ilahiyat konularında havza ve üniversite eğitimine başlayarak Ayetullah Seyyid Muhammad Bakir es-Sadr, Ayetullah el-Uzma Hoî, Ayetullah Seyyid Muhammad Taki el-Hekim ve Ayetullah Şeyh Cevad Tebrizî gibi birbirinden kıymetli üstatların dizinin dibinde eğitim almıştır.

Ayetullah Teshirî bu konuda şunları söylemiştir:

“Eğitim hayatıma Necef’te başladım. Daha sonraları Ayetullah el-Uzma Seyyid Ebu’l Kasım Hoî’nin öğrencisi oldum. Ama daha çok Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır es-Sadr’dan ilmi açıdan faydalanma şansına mazhar oldum. Öte yandan Necef’te İlim Havzası ve üniversitede çeşitli hocaların yanında da öğrenim gördüm.”

Oldukça çalışkan ve zeki olan Merhum Teshirî, İlahiyat konusunda içtihat makamına ulaştıktan sonra daha önceleri de ilgilendiği siyasi yapılanmalarda iyiden iyiye aktif bir rol oynamaya başladı. Lakin İslamî mücadele örgütleriyle işbirliği yaptığı ve siyasi faaliyetlerde bulunduğu için despot Baas Rejimi tarafından hapse atıldı.

Ayetullah Teshirî bu yaşananları şöyle dillendirmiştir:

“Bu faaliyetler sonrasında Saddam'ın hapishanelerine düştüm, fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kaldım. İnanın bana Merhum İmam Humeynî olmasaydı idam edilecektim. İki aya yakın Baas Rejimine ait zindanlarda bir o şehre bir bu şehre nakledilip durdum. İşkence odalarının hepsini görmüşümdür. Sanırım 1971 senesi idi; hakkımda sürgün kararı verildi ve Necef’ten İran’a sürüldüm.”

İran’ın İslam ilimleri merkezi olan Kum şehrine geldikten sonra ilmi faaliyetlerine ara vermeden devam eden Merhum Teshirî, Ehl-i Beyt Mektebini her zaman doğru bir şekilde tanıtmaya ve Müslümanlar arasında kardeşlik bağlarını kurmaya büyük önem vermiştir.

Bu bağlamda İslamî vahdete değerli hizmetler sunan Ayetullah Teshirî, birçok farklı ülkede onlarca ilmi konferansı tertiplemiş veya katılımcı olarak bulunmuştur. Bunlardan en önemlilerinden birisi ise el-Ezher Üniversitesi ile yaptığı çalışmalar ve 1983 senesindeki Suudi Arabistan’ın Cidde şehrindeki İslam Hukuku Konferanslarıdır.

Babacan ve cana yakın bir kişiliğe sahip olan Ayetullah Teshirî’nin en önemli özelliği ise giriştiği tüm İslamî faaliyetlerde samimi bir üsluba sahip olması ve bunun getirisi olarak da İslam mezheplerini yakınlaştırma yolundaki başarısıydı. Ümmet-i İslam’ın birlik ve beraberliği doğrultusunda farklı mezheplerden birçok din âlimi, düşünür ve Ehl-i Sünnet büyükleri ile olan diyaloglarının yegâne gayesi büyük İslam birliğinin kurulması idi.

Ayetullah Muhammed Ali Teshirî 1990’dan 99 senesine kadar kurucularından olduğu Dünya Ehlibeyt Kurultayı’nın genel sekreterliği görevini başarıyla yürütmüştü. Ayetullah Teshirî aynı zamanda yıllar boyu yine genel sekreterliğini yaptığı Dünya İslam Mezhepleri Yakınlaştırma Örgütü’nde İslami Vahdet adına önemli faaliyetlere de imza atmıştı.

Elliden fazla İslam ilimleri ve edebiyat konusunda telifleri bulunan Ayetullah Muhammed Ali Teshirî 18 Ağustos 2020 sabahı kalp yetmezliği nedeniyle Tahran'daki Hatemû’l Enbiya Hastanesi’nde vefat etmiştir.