Allame Tabatabaî'nin Ekolünde Marifet ve Pratik Temellere İlişkin Derslerin Konularına Özet Bakış
Giriş
Tüm İlahî Dinlerin Eksen Birliği
İlahî Dinlerde Doktrin ve Eksen Birliği
“İşte bu, Rabbiniz Allah'tır; her şeyin yaratıcısıdır; O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?” (Ğafir 62)
“De ki: 'Size bir tek öğüt veriyorum: “Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam etmeniz, sonra düşünmeniz.” (Sebe 46)
Kitapların İndirilmesi ve Elçiler Gönderilmesinin Hikmetindeki Birliği ve Tüm Dinlerin Ortak Noktasını Tanıma
“Andolsun, biz her ümmete: 'Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının' (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik.” (Nahl 36)
“ve Allah ile beraber başka bir ilaha tapma. O'ndan başka ilah yoktur. O'nun yüzünden (zatından) başka her şey helak olucudur. Hüküm O'nundur ve siz O'na döndürüleceksiniz.” (Kasas 88)
Ehl-i Kitap ve Müslümanların Ortak Yönü Olarak Aşkın Tanrı’nın Birliği ve Ona İbadet
“De ki: 'Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda ortak (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim.'” (Al-i İmran 64)
Tevhide Bakışın Mertebeleri
İman Mertebesi ve Herkesin Tevhid ve velayeti Tanıma Mertebesine İlişkin Değeri
Abdulaziz el-Karatisî'den: Ebu Abdillah (a) bana dedi ki: “Ey Abdulaziz, imanın İmanın basamaklar halinde on derecesi vardır. Bu basamaklar adım adım çıkılır.”
“Allah, sizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah, yaptıklarınızdan haberdârdır.” (Mücadele 11)
Tevhide Bakışın Çeşitli Mertebeleri
Bilim ve Kanıta Dayalı Bakış
En Büyük İtiraz, Evrenin Allah'tan Ayrı Olduğunadır
1) Olumsuzlama Kanıtı
“Eğer her ikisinde (gökte ve yerde) Allah'ın dışında ilahlar olsaydı, elbette, ikisi de bozulup gitmişti. Arşın Rabbi olan Allah onların nitelendiregeldikleri şeylerden yücedir.” (Enbiya 22)
Referanslar: Şayet (lev), kendisiyle olumsuzlanan şeydir. Arapça uzmanları der ki: Şayet, kendisinden başkası olumsuzlanmayan bir şeyin olumsuzlandığına işarettir.
2) Düzen Kanıtı
Ğaşiye: “Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? (17) Göğe, nasıl yükseltildi? (18) Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu? (19) Yere; nasıl yayılıp-döşendi? (20) Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın. (21)”
3) Sonradan Oluş ve İmkan Kanıtı
“Yoksa onlar, hiç bir şey olmaksızın mı yaratıldılar? Yoksa yaratıcılar kendileri mi?” (Tur 35)
4) Yaratılışın Hedefi Olması
“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır.” (Al-i İmran 190)
5. Tüm İşlerde Fâil Allah (Tevhid-i Ef'alî)
Vakıa Suresi: “Şimdi (rahimlere) dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü? (58) Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcı Biz miyiz? (59)... Şimdi ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü? (63) Onu sizler mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz? (64) Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız. (65) Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü? (68) Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz? (69) Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi? (70) Şimdi yakmakta olduğunuz ateşi gördünüz mü? (71) Onun ağacını sizler mi inşa ettiniz (yarattınız), yoksa onu inşa eden Biz miyiz? (72) Biz onu hem bir öğüt ve hatırlatma (konusu), hem ihtiyacı olanlara bir meta kıldık. (73) Şu halde büyük Rabbini ismiyle tesbih et. (74)”
Sonuç: Allah heryerdedir ve her işin başı ve sonudur.
“O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır. O, her şeyi bilendir.” (Hadid 3)
Tevhidin İnsan Nefsiyle Bağı
“Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O'dur; beşin altıncısı da mutlaka O'dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir.” (Mücadele 7)
Tüm Dost ve Akrabalardan Daha Yakın
Vakıa: “Hele can boğaza gelip dayandığında (83) Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz (84) Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz. (85) Eğer doğru söylüyor iseniz, onu, (çıkmakta olan canı) geri çevirsenize. (87)”
Şah Damarından da Yakın
“Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.” (Kaf 6)
İnsanın Kendisinden İnsana Daha Yakın
“Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'a ve Resûlü'ne icabet edin. ve bilin ki muhakkak Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve siz gerçekten O'na götürülüp toplanacaksınız.” (Enfal 24)
Böyle Bir Tevhide Giden Tek Yol Nefsi Tanımanın Aracılığıdır
“Ey iman edenler, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefislerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez.” (Maide 105)
İslam ve İmanın Mertebeleri
İslam'ın İlk Mertebesi
İslam'ın ilk mertebesi, Allah'ın emir ve yasaklarını ve zâhiri hükümleri kabul etmektir. Bu da kalple tasdik ederek olsa da olmasa da dille şehadet getirmektir. Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Bedeviler, 'İman ettik' dediler. De ki: 'Siz iman etmediniz; ancak 'İslam (müslüman veya teslim) olduk deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir.” (Hucurat 14)
İkinci Mertebe
İslam'ın ikinci mertebesi, birinci mertebenin karşısında yer alan, kalple imanın gereğini yerine getirmektir. Yani hak itikadın tafsilatına kalpten teslimiyet ve bağlılık, bunun sonucu olarak da -bazı konularda hataya düşülse bile- salih amele devam etmek. Özetle, bu aşamada bulunulması bazı günahların işlenmesine aykırılık oluşturmaz. Allah Teala İslam'ın bu merhalesi hakkında şöyle buyurur:
“Onlar ayetlerimize iman etmiş ve Müslüman olmuşlardır.” (Zuhruf 69). Yine şöyle buyurur: “Ey iman edenler, hepiniz topluca 'barış ve güvenliğe (Silm'e, İslam'a) girin” (Bakara 208)
Üçüncü Mertebe
Allah'ın ve Rasul-i Ekrem'in (s) tüm buyruklarına kâmil anlamda tâbi olmaktır. Bu İslam hakkında Allah Teala şöyle buyurur:
“Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar.” (Nisa 65)
Dördüncü Mertebe
“Mü'minler gerçekten felah bulmuştur. Onlar namazlarında hûşû içinde olanlardır. Onlar, 'tümüyle boş' şeylerden yüz çevirenlerdir.” (Mü'minun 1-3)
Beşinci Mertebe
Bakara 131: “Rabbi ona: 'Teslim ol' dediğinde (O:) 'Alemlerin Rabbine teslim oldum' demişti.”
Bakara 128: “Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (müslümanlar) kıl ve soyumuzdan sana teslim olmuş (müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin.”
Altıncı Mertebe
İhsan âlemi
Bakara 112: “Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.”
“Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır.” (Yunus 62)
“Ey Eba Zer, Allah'ı görüyormuş gibi ona ibadet et. Sen onu göremiyorsan da O azze ve celle seni görüyor. Bil ki Allah'a ibadetin evveli onu tanımaktır.” (el-Emâlî, et-Tusî, en-Nas 526)