Mefatih-ul Cinan kitabında, Cevşen Kebir duasından önceki duayı inşallah sizler de ezberleyip namazlardan sonra bir defa okuyun. Evet, Hazretin huzuruna gelip imanını nasıl kemale erdireceğini ve dünyadan imansız gitmemek için ne yapacağını sormuştu.
İmam (a.s.), Cevşen Kebir duasından önceki "Razitu billahi rabben" duasını okumasını buyurdu. Sizler de namazlardan sonra manasına dikkat ederek okuyun ve amel edin. İnşallah İmamlar (a.s.) da bu vesile ile bize şefaat ederler.
"Razitu billahi rabben." Yani ey Rabbim ben senden razıyım; sen bana güzel İlahlık yapıyorsun. Seni Allah olarak seçtim ve senden razıyım. Seni seviyorum, bu sevgimi kabul et.
"Ve bi Muhammedin (s.a.a.) nebiyyen." Yani ben peygamber olarak Hz. Muhammed’den (s.a.a.) razıyım, Onu seviyorum. Son nefesine kadar fedakârlık etti ve bizleri düşündü.
"Ve bil İslami dinen." Yani din olarak İslam’a razıyım.
"Ve bil Qurani Kitaben." Yani kitap olarak Kuran’a razıyım.
"Ve bi Ka’beti gıbleten." Yani kıble olarak Kâbe’ye razıyım.
"Ve bi Aliyyin emirel mu’minin veliyyen ve imamen." Yani Mümünlerin Emiri Ali’den (a.s.) veli ve imam olarak razıyım. Ve diğer imamlardan (a.s.) imam olarak razıyım. Allah’ım, Onların da benden razı olmaları için bana başarı ver ki bir şeyler yapayım.
"İnneke ela külli şeyin gadir." Yani sen güç sahibisin, nefsime ve şeytana galip gelmem, Rehber’e itaat etmem ve benden razı olması için, güzel amel etmem için bana yardım et.
Duanın Tam Metni
Şeyh Tusî, Muhammed b. Süleyman Deylemî’den şöyle nakletmiştir: “İmam Cafer Sadık’a (a.s) dedim ki: “Takipçilerinizden bazısı diyor ki iman iki kısma ayrılır, yerleşmiş, kökleşmiş, sabit iman ve sallantıda olup kaybedilme riski taşıyan eğreti iman. O hâlde bana imanımı kâmilleştirecek ve zevalini önleyecek bir dua öğretir misin?"
İmam cevabımda şöyle buyurdu: Her namazdan sonra şöyle de:
رَضٔيتُ بِاللٕهِ رَبًّا، وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّي اللٕهُ عَلَيْهِ واٰلِهِ نَبِيًّا، وَبِالِْسْلَمِ دٔينًا، وَبِالْقُراٰنِ كِتَابًا، وَبِالْكَعْبَةِ قِبْلَةً، وَبِعَلِيٍّ وَلِيًّا وَاِمَامًا، وَبِالْحَسَنِ وَالْحُسَيْنِ وَعَلِىِّ بْنِ الْحُسَيْنِ وَمُحَمَّدِ بْنِ عَلِيٍّ وَجَعْفَرِ بْنَ مُحَمَّدٍ وَمُوسَي بْنِ جَعْفَرٍ وَعَلِيِّ بْنِ مُوسٰي وَمُحَمَّدِ بْنِ عَلِيٍّ وَعَلِيِّ بْنِ مُحَمَّدٍ وَالْحَسَنِ بْنِ عَلِيٍّ وَالْحُجَّةِ بْنِ الْحَسَنِ صَلَوَاتُ اللٕهِ عَلَيْهِمْ اَئِمَّةً. اَللٕهُمَّ اِنّٔي رَضٔيتُ بِهِمْ اَئِمَّةً، فَارْضَنٔي لَهُمْ، اِنَّكَ عَلٰي كُلِّ شَیْءٍ قَدٔيرٌ.
Ben, Allah’ın Rab olduğuna; Muhammed’in (s.a.a) peygamber olduğuna; İslam’ın din olduğuna; Kur’an’ın (Allah’ın) kitabı olduğuna; Kâbe’nin kıble olduğuna; Ali’nin (a.s) veli ve imam olduğuna; Hasan’ın, Hüseyin’in, Ali b. Hüseyin’in, Muhammed b. Ali’nin, Cafer b. Muhammed’in, Musa b. Cafer’in, Ali b. Musa’nın, Muhammed b. Ali’nin, Ali b. Muhammed’in, Hasan b. Ali’nin ve Hüccet İbni’l-Hasan’ın (Allah’ın salavatı hepsinin üzerine olsun) imamlar olduğuna razı oldum. Allah’ım, ben onların imam olduğuna rıza gösterdim; sen de onları benden razı kıl. Şüphesiz sen her şeye kadirsin.